[Clip] علماء کیوں متحد نہیں ہوتے؟ Ustaad Jawad Naqvi - Urdu
ulama k andar ilmi jang ko b khatam kiya ja sakta hai, aqeedati jang b khatam ho sakti hai or nazariati jang b khatam ho sakti hai pir kiyon muttahid nahi hotay. ?? uski waja hai ikhlaqi kamzoriyan...
ulama k andar ilmi jang ko b khatam kiya ja sakta hai, aqeedati jang b khatam ho sakti hai or nazariati jang b khatam ho sakti hai pir kiyon muttahid nahi hotay. ?? uski waja hai ikhlaqi kamzoriyan jo insaan ko andar say maghloob kar daiti hain. jab hamaray andar khud khuwahi or anaa aa jati hai tab aik hi imaam k pairokaar alag alag raston par chalnay lagtay hain. yai rasta tarbiat say hal hoga. yai rasta jihad akbar say tay hoga. ham us waqt ghalbay say bahir ayengay jab apnay andar say maghloobiat ki jang jeet jayengay. imam khumaini nay apni kitab jihad akbar mai is baat ka zikar kiya gaya hai.
Syed Agha Jawad Naqvi\'s Majalis from 11th - 20th Safar 1433 being held at IRC
More...
Description:
ulama k andar ilmi jang ko b khatam kiya ja sakta hai, aqeedati jang b khatam ho sakti hai or nazariati jang b khatam ho sakti hai pir kiyon muttahid nahi hotay. ?? uski waja hai ikhlaqi kamzoriyan jo insaan ko andar say maghloob kar daiti hain. jab hamaray andar khud khuwahi or anaa aa jati hai tab aik hi imaam k pairokaar alag alag raston par chalnay lagtay hain. yai rasta tarbiat say hal hoga. yai rasta jihad akbar say tay hoga. ham us waqt ghalbay say bahir ayengay jab apnay andar say maghloobiat ki jang jeet jayengay. imam khumaini nay apni kitab jihad akbar mai is baat ka zikar kiya gaya hai.
Syed Agha Jawad Naqvi\'s Majalis from 11th - 20th Safar 1433 being held at IRC
11:33
|
[AZERBAIJANI] Vali Amr Muslimeen Ayatullah Ali Khamenei - HAJJ Message 2011
Ayetullah Uzma Seyyid Ali Hamaney\'in Hicri 1432 (2011) Yılı Hac Mesajı
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd alemlerin Rabbine aittir. Allah\'ın salatı ve salamı yaratıkların efendisi...
Ayetullah Uzma Seyyid Ali Hamaney\'in Hicri 1432 (2011) Yılı Hac Mesajı
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd alemlerin Rabbine aittir. Allah\'ın salatı ve salamı yaratıkların efendisi Muhammed Mustafa\'ya, onun pak Ehl-i Beyt\'ine ve seçkin ashabına olsun.
Hac baharı ilahi ihtişam, manevi güzellik ve sefasıyla ulaşmıştır. Müminlerin iştiyaklı gönülleri tevhit ve vahdet Ka\'besinin etrafına dönmekte; Mekke, Mina, Müzdelife ve Arafat \"İnsanların arasında Haccı ilan et…\" nidasına icabet ederek Gafur ve Kerim olan Allah\'ın misafirliği ile şereflenen mutlu insanların bir araya geldikleri menziller ve ilahi ayetlerin nurunun yayıldığı ve her kese güvenlik şemsiyesinin gerildiği hidayet odağı mübarek evler durumuna gelmişlerdir.
Kalbinizi zikir ve huşunun safa ve zemzeminde yıkayın. İç gözünüzü Hak Teala\'nın apaçık alametlerini görmek için açın, gerçek kulluğun nişanesi olan ihlas ve teslime yönelin. Teslimiyet ile İsmail\'ini kurbanlığa götüren o büyük babanın anısını defalarca gönlünüzde canlandırın ve bu yolla Yüce Allah\'ın, kendi muhabbetini kazanmak için önünüze açtığı yolu algılayın ve bu yolda adım atmayı imana dayanan azim ve niyete dönüştürün.
İbrahim\'in makamı o apaçık nişanelerden biridir. İbrahim\'in makamı bir yandan ihlas ve fedakarlık makamı, diğer yandan nefsani isteklere ve dönemin Nemrud\'une karşı çıkış makamıdır.
Bu iki unsur biz İslam ümmetinin kurtuluş yoludur. Bizden her birimizin İslam yolunda şecaat, azim ve kararlılığı, Hz. Adem\'den Hatem\'e kadar ilahi mesajlarının taşıyıcılarının insanlığa sundukları ve takipçilerine dünya ve ahiret mutluluğunu vaat ettikleri çağrılarına icabet ve onlara uymak sayılır.
Bu büyük hac toplantısında hacı adayları İslam dünyasının en önemli konu ve sorun-larıyla ilgilenmeleri gerekir. Günümüzde bu meselelerin başında bazı önemli İslam ülkelerinde cereyan eden İslami kıyam ve inkılaplar gelir. Geçen yılın hac merasimleri esnasında ve bu yıl İslam ümmetinin takdirini değiştirebilecek, maddi ve manevi ilerleme, izzete dayalı aydın bir geleceği müjdeleyen gelişmeler ve olaylar vuku buldu. Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da diktatörlerin ve bağımlı tağutların egemenliklerine son verilmiş ve diğer bazı ülkelerde de halkın kıyamı zalimlerin saraylarını yıkılmak eşiğine getirmiştir.
Ümmetimizin tarihinde açılan bu yeni faslın ortaya çıkardığı gerçekler bize hayat bahşeden derslerdir. Bu gerçekler, müslü-man milletlerin bütün muhasebelerinde dikkate alınmalıdır. Bunları şöyle sıralaya-biliriz:
Birincisi, günümüzde on yıllar boyunca yabancıların siyasi tasallutu altında yaşamış milletlerin içinden öz güvenle tehlike meydanına atılan, egemen güçlerle karşı koymaya çalışan ve var olan durumu değiştirmeye çalışan yeni bir genç nesil ortaya çıkmıştır.
İkincisi, laik yöneticilerin çaba ve tahakkümüne rağmen ve onların bu ülkelerdeki dine karşı açık ve gizli çabalarına rağmen İslam muhteşem ve apaçık bir güçle sahnededir, gönüllerin hidayetçisi olarak söz ve amelde milyonluk kitlelerin toplantılarına canlılık ve hayat veren bir pınar durumundadır. Ma\'zeneler, tekbirler ve İslami sloganlar bunu ifade eden gerçeklerdir. Tunus\'ta gerçekleşen son seçimler de bu iddiayı kanıtlayan kesin bir delildir. Hiç şüphesiz diğer ülkelerde de serbest seçimler gerçekleşecek olursa Tunus\'ta gerçekleşen sonuçtan farklı bir sonuç ortaya çıkmaz.
Üçüncüsü, bu yıldaki olaylar herkese gösterdi ki Aziz ve Kadir Allah milletlerin iradesinde öyle bir güç vermiştir ki hiçbir güç ona karşı koyacak bir güce sahip değildir.
Dördüncüsü, müstekbir devletler ve onların başında Amerika onlarca yıl boyunca türlü türlü siyası ve güvenlik oyunlarına başvurarak bölge ülkelerini kendi emirlerine boyun eğdirmiş, kendi zanlarınca iktisadı, kültürel ve siyasi sultaları için engelsiz bir ortam oluşturmuşlardı. Şimdi bu devletler milletlerin nefretlerinin hedefi durumundadırlar. Kesinlikle bilmemiz gere-kir ki bu inkılaplardan meydana gelen nizamlar asla önceki zillet dolu denklemlere boyun eğmeyecektir. Bu bölgenin siyasi coğrafyası milletlerin eliyle ve onların izzeti ve tam bir bağımsızlığı yönünde seyredecektir.
Beşincisi, Batı\'nın münafık ve aldatıcı yapısı, bu ülkelerin halkları nezdinde artık iyice bilinmektedir. Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da, Amerika ve Avrupa ellerinden geldiği kadar kendi maşalarını korumak için çalışmışlardır. Ancak milletlerin iradesi onların isteklerine üstün geldiğinde halkın yüzüne aldatıcı gülücükler sunmaya başladılar.
Son bir yılda gerçekleşen olaylarda meydana gelen ilahi açık alametler bu saydıklarımızdan daha fazladır. Tefekkür ehli için bu alametleri görmek zor değildir.
Ancak bütün bunlara rağmen bugün İslam ümmeti ve özellikle kıyam eden milletler iki temel unsura muhtaçtırlar.
1- Direnişi sürdürmek ve azimlerin gevşemesini önlemek:
Yüce Allah\'ın Kur\'an\'da Peygamber\'ine emri şöyledir: \"Artık sen ve seninle beraber bulunan ve tövbe etmiş olanlarla birlikte, nasıl emredildiyse öylece dos-doğru hareket et.\" (Hud: 112)
Yine Hz. Musa\'nın dilinden şöyle diyor:
\"Musa kavmine, \"Allah\'tan yardım dileyin ve sabredin. Kuşkusuz yeryüzü Allah\'ındır; onu kullarından dilediğine miras bırakır ve (güzel) son takvalı-larındır.\" dedi.\" (A\'raf: 128)
Kıyam etmiş milletler için bu dönemde takvanın somut örneği kendi mübarek hareketlerini sürdürmeleridir. Kendilerine iyi sonuç vaat edilen takvalıların taşımaları gereken en önemli takva unsuru da bundan ibarettir.
2- Uluslararası hilelere ve bu hareketlerden darbe alan güçlere karşı uyanıklık:
Düşmanlar boş durmazlar; bütün siyasi, güvenlik ve mali güçleriyle bu ülkelerde elden çıkan güç ve nüfuzlarını yeniden elde etmek için çalışırlar. Onların ellerindeki vesile aldatma ve tehditten ibarettir. Tecrübe göstermiştir ki elit kesim arasında onlara araç ve vesile olacak kimseler bulunurlar, bunlarda olan korku, ihtiras ve gaflet bilerek veya bilmeyerek düşmana hizmet etmelerine yol açar. Gençler, din alimleri ve aydınlar bu tür sapmaları dikkatle gözetlemelidirler.
En önemli tehlike bu ülkelerin yeni siyasi yapılarında küfür ve istikbar cephesinin müdahale etmesi ve etkili olmasıdır. Onlar bütün çabalarıyla yeni kurulan nizamların İslami ve halkçı bir yapıya sahip olmaması için çalışacaklardır. Bu ülkelerdeki samimi kimseler ve ülkelerinin izzet, onur ve ilerlemesine önem veren her kes yeni kurulacak nizamların tam manada İslami ve halkçı bir içeriğe sahip olması yolunda çaba göstermek durumundadırlar. Bu arada hazırlanacak anayasaların önemli bir konumu vardır. Milli birliliği korumanın yanı sıra, mezhebi, kabilevi ve dil farklılıklarını resmiyete tanımak gelecek-teki zaferlerin şartıdır.
Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da kıyam eden şecaatli halk, diğer uyanık ve mücadeleci milletler bilmelidirler ki onların Amerika\'nın ve diğer müstekbirlerin zulüm ve oyunlarından kurtulmaları dünyadaki güç dengesinin onların lehine değişmesine bağlıdır. Müslümanlar, sorunlarını ciddi bir anlamda emperyalistlere rağmen çözebil-meleri için kendilerini dünyadaki bir güç olacak düzeye ulaştırmalıdırlar. Bu da sadece İslam ülkelerinin gönül birliği ve işbirliği ile mümkün olabilir. Bu İmam Humeyni\'nin unutulmaz vasiyetidir. Amerika ve Nato habis ve diktatör Kazzafi\'yi bahane ederek aylarca Libya halkının başına ateş yağdırdılar. Kaddafi Libya milletinin şecaatli kıyamından önce onların yakın dostlarından sayılır onu bağırlarına basıyor ve onun aracılığı ile Libya\'nın servetini yağmalıyorlardı. Onu aldatmak için elini sıkıyor veya öpüyorlardı…
Halkın kıyamından sonra onu bahane ederek Libya\'nın bütün altyapısını tahrip ettiler. Hangi ülke halkın Nato tarafından katledilmesine ve Libya\'nın tahribine engel olabilirdi? Kan içen ve vahşi Batılı güçlerin diş ve pençeleri kırılmadıkça sürekli İslam ülkeleri için bu tür tehlikeler söz konusu olacaktır. Bundan kurtuluş ancak İslam dünyasının güç bloğu oluşmayla mümkün olur.
Bugün Batı, Amerika ve Siyonizm her zamankinden daha çok zayıflamışlardır. İktisadi sorunlar, Afganistan ve Irak\'ta birbirini izleyen yenilgiler, Amerika ve diğer Batı ülkelerinde her gün geçtikçe genişleyen köklü itirazlar, Filistin ve Lübnan halklarının fedakarca mücadeleleri, Yemen, Bahreyn ve Amerika\'nın nüfuzu altında olan ülkelerin halklarının kahra-manca kıyamları, İslam ümmetine ve özellikle yeni İnkılap etmiş ülkelere büyük müjdeleri içermektedir. İslam dünyasındaki mümin kardeş ve bacılar özellikle Mısır, Tunus ve Libya\'daki halklar, uluslararası İslam gücünü kurmak için bu fırsattan en güzel şekilde yararlanmalıdırlar. Aydın kesim ve bu hareketlerin öncüleri Yüce Allah\'a tevekkül etmeli; Onun yardım vadine güvenmelidirler ve İslam ümmeti için açılan bu yeni sayfayı kendi kalıcı çabalarıyla Allah\'ın rızasını kazanmak için bir vesile kılmalıdırlar.
Allah\'ın selamı salih kullarına olsun.
Seyyid Ali Hüseyni Hamaney
29 Zilkade 1432
More...
Description:
Ayetullah Uzma Seyyid Ali Hamaney\'in Hicri 1432 (2011) Yılı Hac Mesajı
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd alemlerin Rabbine aittir. Allah\'ın salatı ve salamı yaratıkların efendisi Muhammed Mustafa\'ya, onun pak Ehl-i Beyt\'ine ve seçkin ashabına olsun.
Hac baharı ilahi ihtişam, manevi güzellik ve sefasıyla ulaşmıştır. Müminlerin iştiyaklı gönülleri tevhit ve vahdet Ka\'besinin etrafına dönmekte; Mekke, Mina, Müzdelife ve Arafat \"İnsanların arasında Haccı ilan et…\" nidasına icabet ederek Gafur ve Kerim olan Allah\'ın misafirliği ile şereflenen mutlu insanların bir araya geldikleri menziller ve ilahi ayetlerin nurunun yayıldığı ve her kese güvenlik şemsiyesinin gerildiği hidayet odağı mübarek evler durumuna gelmişlerdir.
Kalbinizi zikir ve huşunun safa ve zemzeminde yıkayın. İç gözünüzü Hak Teala\'nın apaçık alametlerini görmek için açın, gerçek kulluğun nişanesi olan ihlas ve teslime yönelin. Teslimiyet ile İsmail\'ini kurbanlığa götüren o büyük babanın anısını defalarca gönlünüzde canlandırın ve bu yolla Yüce Allah\'ın, kendi muhabbetini kazanmak için önünüze açtığı yolu algılayın ve bu yolda adım atmayı imana dayanan azim ve niyete dönüştürün.
İbrahim\'in makamı o apaçık nişanelerden biridir. İbrahim\'in makamı bir yandan ihlas ve fedakarlık makamı, diğer yandan nefsani isteklere ve dönemin Nemrud\'une karşı çıkış makamıdır.
Bu iki unsur biz İslam ümmetinin kurtuluş yoludur. Bizden her birimizin İslam yolunda şecaat, azim ve kararlılığı, Hz. Adem\'den Hatem\'e kadar ilahi mesajlarının taşıyıcılarının insanlığa sundukları ve takipçilerine dünya ve ahiret mutluluğunu vaat ettikleri çağrılarına icabet ve onlara uymak sayılır.
Bu büyük hac toplantısında hacı adayları İslam dünyasının en önemli konu ve sorun-larıyla ilgilenmeleri gerekir. Günümüzde bu meselelerin başında bazı önemli İslam ülkelerinde cereyan eden İslami kıyam ve inkılaplar gelir. Geçen yılın hac merasimleri esnasında ve bu yıl İslam ümmetinin takdirini değiştirebilecek, maddi ve manevi ilerleme, izzete dayalı aydın bir geleceği müjdeleyen gelişmeler ve olaylar vuku buldu. Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da diktatörlerin ve bağımlı tağutların egemenliklerine son verilmiş ve diğer bazı ülkelerde de halkın kıyamı zalimlerin saraylarını yıkılmak eşiğine getirmiştir.
Ümmetimizin tarihinde açılan bu yeni faslın ortaya çıkardığı gerçekler bize hayat bahşeden derslerdir. Bu gerçekler, müslü-man milletlerin bütün muhasebelerinde dikkate alınmalıdır. Bunları şöyle sıralaya-biliriz:
Birincisi, günümüzde on yıllar boyunca yabancıların siyasi tasallutu altında yaşamış milletlerin içinden öz güvenle tehlike meydanına atılan, egemen güçlerle karşı koymaya çalışan ve var olan durumu değiştirmeye çalışan yeni bir genç nesil ortaya çıkmıştır.
İkincisi, laik yöneticilerin çaba ve tahakkümüne rağmen ve onların bu ülkelerdeki dine karşı açık ve gizli çabalarına rağmen İslam muhteşem ve apaçık bir güçle sahnededir, gönüllerin hidayetçisi olarak söz ve amelde milyonluk kitlelerin toplantılarına canlılık ve hayat veren bir pınar durumundadır. Ma\'zeneler, tekbirler ve İslami sloganlar bunu ifade eden gerçeklerdir. Tunus\'ta gerçekleşen son seçimler de bu iddiayı kanıtlayan kesin bir delildir. Hiç şüphesiz diğer ülkelerde de serbest seçimler gerçekleşecek olursa Tunus\'ta gerçekleşen sonuçtan farklı bir sonuç ortaya çıkmaz.
Üçüncüsü, bu yıldaki olaylar herkese gösterdi ki Aziz ve Kadir Allah milletlerin iradesinde öyle bir güç vermiştir ki hiçbir güç ona karşı koyacak bir güce sahip değildir.
Dördüncüsü, müstekbir devletler ve onların başında Amerika onlarca yıl boyunca türlü türlü siyası ve güvenlik oyunlarına başvurarak bölge ülkelerini kendi emirlerine boyun eğdirmiş, kendi zanlarınca iktisadı, kültürel ve siyasi sultaları için engelsiz bir ortam oluşturmuşlardı. Şimdi bu devletler milletlerin nefretlerinin hedefi durumundadırlar. Kesinlikle bilmemiz gere-kir ki bu inkılaplardan meydana gelen nizamlar asla önceki zillet dolu denklemlere boyun eğmeyecektir. Bu bölgenin siyasi coğrafyası milletlerin eliyle ve onların izzeti ve tam bir bağımsızlığı yönünde seyredecektir.
Beşincisi, Batı\'nın münafık ve aldatıcı yapısı, bu ülkelerin halkları nezdinde artık iyice bilinmektedir. Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da, Amerika ve Avrupa ellerinden geldiği kadar kendi maşalarını korumak için çalışmışlardır. Ancak milletlerin iradesi onların isteklerine üstün geldiğinde halkın yüzüne aldatıcı gülücükler sunmaya başladılar.
Son bir yılda gerçekleşen olaylarda meydana gelen ilahi açık alametler bu saydıklarımızdan daha fazladır. Tefekkür ehli için bu alametleri görmek zor değildir.
Ancak bütün bunlara rağmen bugün İslam ümmeti ve özellikle kıyam eden milletler iki temel unsura muhtaçtırlar.
1- Direnişi sürdürmek ve azimlerin gevşemesini önlemek:
Yüce Allah\'ın Kur\'an\'da Peygamber\'ine emri şöyledir: \"Artık sen ve seninle beraber bulunan ve tövbe etmiş olanlarla birlikte, nasıl emredildiyse öylece dos-doğru hareket et.\" (Hud: 112)
Yine Hz. Musa\'nın dilinden şöyle diyor:
\"Musa kavmine, \"Allah\'tan yardım dileyin ve sabredin. Kuşkusuz yeryüzü Allah\'ındır; onu kullarından dilediğine miras bırakır ve (güzel) son takvalı-larındır.\" dedi.\" (A\'raf: 128)
Kıyam etmiş milletler için bu dönemde takvanın somut örneği kendi mübarek hareketlerini sürdürmeleridir. Kendilerine iyi sonuç vaat edilen takvalıların taşımaları gereken en önemli takva unsuru da bundan ibarettir.
2- Uluslararası hilelere ve bu hareketlerden darbe alan güçlere karşı uyanıklık:
Düşmanlar boş durmazlar; bütün siyasi, güvenlik ve mali güçleriyle bu ülkelerde elden çıkan güç ve nüfuzlarını yeniden elde etmek için çalışırlar. Onların ellerindeki vesile aldatma ve tehditten ibarettir. Tecrübe göstermiştir ki elit kesim arasında onlara araç ve vesile olacak kimseler bulunurlar, bunlarda olan korku, ihtiras ve gaflet bilerek veya bilmeyerek düşmana hizmet etmelerine yol açar. Gençler, din alimleri ve aydınlar bu tür sapmaları dikkatle gözetlemelidirler.
En önemli tehlike bu ülkelerin yeni siyasi yapılarında küfür ve istikbar cephesinin müdahale etmesi ve etkili olmasıdır. Onlar bütün çabalarıyla yeni kurulan nizamların İslami ve halkçı bir yapıya sahip olmaması için çalışacaklardır. Bu ülkelerdeki samimi kimseler ve ülkelerinin izzet, onur ve ilerlemesine önem veren her kes yeni kurulacak nizamların tam manada İslami ve halkçı bir içeriğe sahip olması yolunda çaba göstermek durumundadırlar. Bu arada hazırlanacak anayasaların önemli bir konumu vardır. Milli birliliği korumanın yanı sıra, mezhebi, kabilevi ve dil farklılıklarını resmiyete tanımak gelecek-teki zaferlerin şartıdır.
Mısır\'da, Tunus\'ta ve Libya\'da kıyam eden şecaatli halk, diğer uyanık ve mücadeleci milletler bilmelidirler ki onların Amerika\'nın ve diğer müstekbirlerin zulüm ve oyunlarından kurtulmaları dünyadaki güç dengesinin onların lehine değişmesine bağlıdır. Müslümanlar, sorunlarını ciddi bir anlamda emperyalistlere rağmen çözebil-meleri için kendilerini dünyadaki bir güç olacak düzeye ulaştırmalıdırlar. Bu da sadece İslam ülkelerinin gönül birliği ve işbirliği ile mümkün olabilir. Bu İmam Humeyni\'nin unutulmaz vasiyetidir. Amerika ve Nato habis ve diktatör Kazzafi\'yi bahane ederek aylarca Libya halkının başına ateş yağdırdılar. Kaddafi Libya milletinin şecaatli kıyamından önce onların yakın dostlarından sayılır onu bağırlarına basıyor ve onun aracılığı ile Libya\'nın servetini yağmalıyorlardı. Onu aldatmak için elini sıkıyor veya öpüyorlardı…
Halkın kıyamından sonra onu bahane ederek Libya\'nın bütün altyapısını tahrip ettiler. Hangi ülke halkın Nato tarafından katledilmesine ve Libya\'nın tahribine engel olabilirdi? Kan içen ve vahşi Batılı güçlerin diş ve pençeleri kırılmadıkça sürekli İslam ülkeleri için bu tür tehlikeler söz konusu olacaktır. Bundan kurtuluş ancak İslam dünyasının güç bloğu oluşmayla mümkün olur.
Bugün Batı, Amerika ve Siyonizm her zamankinden daha çok zayıflamışlardır. İktisadi sorunlar, Afganistan ve Irak\'ta birbirini izleyen yenilgiler, Amerika ve diğer Batı ülkelerinde her gün geçtikçe genişleyen köklü itirazlar, Filistin ve Lübnan halklarının fedakarca mücadeleleri, Yemen, Bahreyn ve Amerika\'nın nüfuzu altında olan ülkelerin halklarının kahra-manca kıyamları, İslam ümmetine ve özellikle yeni İnkılap etmiş ülkelere büyük müjdeleri içermektedir. İslam dünyasındaki mümin kardeş ve bacılar özellikle Mısır, Tunus ve Libya\'daki halklar, uluslararası İslam gücünü kurmak için bu fırsattan en güzel şekilde yararlanmalıdırlar. Aydın kesim ve bu hareketlerin öncüleri Yüce Allah\'a tevekkül etmeli; Onun yardım vadine güvenmelidirler ve İslam ümmeti için açılan bu yeni sayfayı kendi kalıcı çabalarıyla Allah\'ın rızasını kazanmak için bir vesile kılmalıdırlar.
Allah\'ın selamı salih kullarına olsun.
Seyyid Ali Hüseyni Hamaney
29 Zilkade 1432
Beti Ali ki Turbat e Zehra Par aayi hai - nauha-- Urdu
Wriiten by: SHAYAR-E-AHLEBAIT HASAN ALI SHIVJI 'FUGHAN'
Beti Ali ki Turbat-e Zehra pe aayee hai , Kurta Lahoo bahara hua bhai ka layee hai
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala...
Wriiten by: SHAYAR-E-AHLEBAIT HASAN ALI SHIVJI 'FUGHAN'
Beti Ali ki Turbat-e Zehra pe aayee hai , Kurta Lahoo bahara hua bhai ka layee hai
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra majra suno
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Amma humara ranjho masahib hai dardnaak, Amma humare khalbo jigar ho chuke hai chaak
Amma humare nana ki ummat ne ki daga, Amma humare khoon ko samjhe sab rawa
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra majra suno
Amma taras ke reh gaye paani ko hum tamam, Amma diya na humko kisi ne bhi ek jaam
Amma humare Mard tahe teg hogaye, Amma nahake khoon main bechare so gaye
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma Pade hai nahar par Abbas Ruth kar, Amma Sakina soti hai zinda main be pidar
Amma kaha se Akbar-e-Mehroo ko lau main , Amma kaha se Asgar-e-Nadan ko pau main
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma wo mere Aun o Mohammed mere pisar, Maidaan-e-Karbala main pade hai kata ke sar
Amma lahoo main doob k Kasim bhi chal base, Amma Hasan ko muh na dikhane ke hum rahe
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma Hussain Karbobalahee main rahe gaye, Amma Hussain saare Masahib ko seh gaye
Amma Hussain mar gaye be yaaro be watan , Amma hussain ko na mayaser hua kafan
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma humari chaadare bhi chin gayee tamam , Amma humare haal par haste the ahle shaam
Amma wo shaam-e- Gurbate Shabbir ahha, Amma wo raat kaali wo sunsaan katl gaa
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma ye haal -e-Abid-e-Bimaar hogaya , Zalim sipahi ne le liya bistar garib ka
Amma kadam kadam pe aseeri rula gayee, gardan main tauk paav main zanjeer aagayee
kehti e Hussain ki amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma wo bibiyon ka tadapna wo shor-o-shay, Amma rahegi yaad wo aabon bukh wo bey
Amma Rabab roti hai Asgar ko subho shaam , Akbar ko yaad karti hai Laila-e-tashnkaam
kehti e Hussain ki amma Utho utho
Zainhab se karbala ka zarra majra suno
Baazu ke neel dekhiye Amma Khuda gawa, Maktal ki gard bangayee ab shaa Khuda gawa
Amma ye bebasi ye qayamat ki bebasi , amma Humare haal par roti hai amma bekasi
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma batayiye tho main ab jee k kya karu , kiss tarah ab Hussain ki furkat ka gam sahu
aayi Fughan nida ki sare hashr hum bhi ab , Kurta lahoo bhara hua rakh denge peshe rab
Beti tumhara Bhai Shah-e- Mashra khain hain, beti tumhare sabr main fathe Hussain hai
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zaihab se karbala ka zarra Majra suno
More...
Description:
Wriiten by: SHAYAR-E-AHLEBAIT HASAN ALI SHIVJI 'FUGHAN'
Beti Ali ki Turbat-e Zehra pe aayee hai , Kurta Lahoo bahara hua bhai ka layee hai
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra majra suno
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Amma humara ranjho masahib hai dardnaak, Amma humare khalbo jigar ho chuke hai chaak
Amma humare nana ki ummat ne ki daga, Amma humare khoon ko samjhe sab rawa
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra majra suno
Amma taras ke reh gaye paani ko hum tamam, Amma diya na humko kisi ne bhi ek jaam
Amma humare Mard tahe teg hogaye, Amma nahake khoon main bechare so gaye
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma Pade hai nahar par Abbas Ruth kar, Amma Sakina soti hai zinda main be pidar
Amma kaha se Akbar-e-Mehroo ko lau main , Amma kaha se Asgar-e-Nadan ko pau main
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma wo mere Aun o Mohammed mere pisar, Maidaan-e-Karbala main pade hai kata ke sar
Amma lahoo main doob k Kasim bhi chal base, Amma Hasan ko muh na dikhane ke hum rahe
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma Hussain Karbobalahee main rahe gaye, Amma Hussain saare Masahib ko seh gaye
Amma Hussain mar gaye be yaaro be watan , Amma hussain ko na mayaser hua kafan
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma humari chaadare bhi chin gayee tamam , Amma humare haal par haste the ahle shaam
Amma wo shaam-e- Gurbate Shabbir ahha, Amma wo raat kaali wo sunsaan katl gaa
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma ye haal -e-Abid-e-Bimaar hogaya , Zalim sipahi ne le liya bistar garib ka
Amma kadam kadam pe aseeri rula gayee, gardan main tauk paav main zanjeer aagayee
kehti e Hussain ki amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma wo bibiyon ka tadapna wo shor-o-shay, Amma rahegi yaad wo aabon bukh wo bey
Amma Rabab roti hai Asgar ko subho shaam , Akbar ko yaad karti hai Laila-e-tashnkaam
kehti e Hussain ki amma Utho utho
Zainhab se karbala ka zarra majra suno
Baazu ke neel dekhiye Amma Khuda gawa, Maktal ki gard bangayee ab shaa Khuda gawa
Amma ye bebasi ye qayamat ki bebasi , amma Humare haal par roti hai amma bekasi
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zainab se karbala ka zarra Majra suno
Amma batayiye tho main ab jee k kya karu , kiss tarah ab Hussain ki furkat ka gam sahu
aayi Fughan nida ki sare hashr hum bhi ab , Kurta lahoo bhara hua rakh denge peshe rab
Beti tumhara Bhai Shah-e- Mashra khain hain, beti tumhare sabr main fathe Hussain hai
kehti e Hussain ki Amma Utho utho
Zaihab se karbala ka zarra Majra suno
6:02
|
9:46
|
Mein Hussain Hoon by Syed Hamza Ali Naqvi - Urdu
Beautiful munqabat recitation by Syed Hamza Ali Naqvi.
Best one:
Jo matami hai mera, mujhe hai ye khabar
Lekin meray amal pey taqallum amal bhi kar
Phir bakhsh doon ga teri khata
Main...
Beautiful munqabat recitation by Syed Hamza Ali Naqvi.
Best one:
Jo matami hai mera, mujhe hai ye khabar
Lekin meray amal pey taqallum amal bhi kar
Phir bakhsh doon ga teri khata
Main Hussain hoon...
More...
Description:
Beautiful munqabat recitation by Syed Hamza Ali Naqvi.
Best one:
Jo matami hai mera, mujhe hai ye khabar
Lekin meray amal pey taqallum amal bhi kar
Phir bakhsh doon ga teri khata
Main Hussain hoon...
6:32
|
9:38
|
29:58
|
[1/3][ANIMATED] Hz.Muhammed (s) Son Peygamber - Cizgi film - Turkish
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını...
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını anlatan uzun metrajlı çizgi film 1400 yıl önce Mekke'nin içinde bulunduğu sefaletten başlayarak, Hz. Muhammed (S.A.A)'in peygamberlik görevinin başlamasıyla devam eden ve tüm dünyayı değiştirecek olan mesajın yavaş yavaş yayılmasını anlatan büyük bir prodüksiyon.
Kureyş kabilesinin egemenliği altındaki bölgede yaşayan yoksul halk, çaresiz bir haldedir ve son derece kötü şartlarda yaşamaktadır. Ancak son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.A)'de Peygamberlik görevinin verilmesi ile Kureyş kabilesine karşı büyük bir savaş başlayacaktır. Bu aynı zamanda İslamiyet'in doğuşu anlamına gelmektedir.
"Hazreti Muhammed (S.A.A), Son Peygamber"'in senaryosu geliştirilirken tarihsel materyal taramak suretiyle geniş kapsamlı araştırma yapıldı. Filmin öyküsü UCLA eğitimli senaryo yazarı Firdosi Wharton Ali ve UCLA İslam Hukuku Profesörü Dr. Khaled Abou El Fadt tarafından dikkatle gözden geçirildi, senaryo yazımının her aşamasında gerek tarihsel doğruluk, gerekse Hz.Muhammed'in (S.A.A) misyonuyla mesajına bağlılık açılarından dikkatli inceleme yapıldı.
BU FILMI IBRETLE IZYELECEKSINIZ, IYI SEYIRLER...
More...
Description:
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını anlatan uzun metrajlı çizgi film 1400 yıl önce Mekke'nin içinde bulunduğu sefaletten başlayarak, Hz. Muhammed (S.A.A)'in peygamberlik görevinin başlamasıyla devam eden ve tüm dünyayı değiştirecek olan mesajın yavaş yavaş yayılmasını anlatan büyük bir prodüksiyon.
Kureyş kabilesinin egemenliği altındaki bölgede yaşayan yoksul halk, çaresiz bir haldedir ve son derece kötü şartlarda yaşamaktadır. Ancak son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.A)'de Peygamberlik görevinin verilmesi ile Kureyş kabilesine karşı büyük bir savaş başlayacaktır. Bu aynı zamanda İslamiyet'in doğuşu anlamına gelmektedir.
"Hazreti Muhammed (S.A.A), Son Peygamber"'in senaryosu geliştirilirken tarihsel materyal taramak suretiyle geniş kapsamlı araştırma yapıldı. Filmin öyküsü UCLA eğitimli senaryo yazarı Firdosi Wharton Ali ve UCLA İslam Hukuku Profesörü Dr. Khaled Abou El Fadt tarafından dikkatle gözden geçirildi, senaryo yazımının her aşamasında gerek tarihsel doğruluk, gerekse Hz.Muhammed'in (S.A.A) misyonuyla mesajına bağlılık açılarından dikkatli inceleme yapıldı.
BU FILMI IBRETLE IZYELECEKSINIZ, IYI SEYIRLER...
2:33
|
8:26
|
29:58
|
[3/3][ANIMATED] Hz.Muhammed (s) Son Peygamber - Cizgi film - Turkish
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını...
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını anlatan uzun metrajlı çizgi film 1400 yıl önce Mekke'nin içinde bulunduğu sefaletten başlayarak, Hz. Muhammed (S.A.A)'in peygamberlik görevinin başlamasıyla devam eden ve tüm dünyayı değiştirecek olan mesajın yavaş yavaş yayılmasını anlatan büyük bir prodüksiyon.
Kureyş kabilesinin egemenliği altındaki bölgede yaşayan yoksul halk, çaresiz bir haldedir ve son derece kötü şartlarda yaşamaktadır. Ancak son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.A)'de Peygamberlik görevinin verilmesi ile Kureyş kabilesine karşı büyük bir savaş başlayacaktır. Bu aynı zamanda İslamiyet'in doğuşu anlamına gelmektedir.
"Hazreti Muhammed (S.A.A), Son Peygamber"'in senaryosu geliştirilirken tarihsel materyal taramak suretiyle geniş kapsamlı araştırma yapıldı. Filmin öyküsü UCLA eğitimli senaryo yazarı Firdosi Wharton Ali ve UCLA İslam Hukuku Profesörü Dr. Khaled Abou El Fadt tarafından dikkatle gözden geçirildi, senaryo yazımının her aşamasında gerek tarihsel doğruluk, gerekse Hz.Muhammed'in (S.A.A) misyonuyla mesajına bağlılık açılarından dikkatli inceleme yapıldı.
BU FILMI IBRETLE IZYELECEKSINIZ, IYI SEYIRLER...
More...
Description:
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını anlatan uzun metrajlı çizgi film 1400 yıl önce Mekke'nin içinde bulunduğu sefaletten başlayarak, Hz. Muhammed (S.A.A)'in peygamberlik görevinin başlamasıyla devam eden ve tüm dünyayı değiştirecek olan mesajın yavaş yavaş yayılmasını anlatan büyük bir prodüksiyon.
Kureyş kabilesinin egemenliği altındaki bölgede yaşayan yoksul halk, çaresiz bir haldedir ve son derece kötü şartlarda yaşamaktadır. Ancak son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.A)'de Peygamberlik görevinin verilmesi ile Kureyş kabilesine karşı büyük bir savaş başlayacaktır. Bu aynı zamanda İslamiyet'in doğuşu anlamına gelmektedir.
"Hazreti Muhammed (S.A.A), Son Peygamber"'in senaryosu geliştirilirken tarihsel materyal taramak suretiyle geniş kapsamlı araştırma yapıldı. Filmin öyküsü UCLA eğitimli senaryo yazarı Firdosi Wharton Ali ve UCLA İslam Hukuku Profesörü Dr. Khaled Abou El Fadt tarafından dikkatle gözden geçirildi, senaryo yazımının her aşamasında gerek tarihsel doğruluk, gerekse Hz.Muhammed'in (S.A.A) misyonuyla mesajına bağlılık açılarından dikkatli inceleme yapıldı.
BU FILMI IBRETLE IZYELECEKSINIZ, IYI SEYIRLER...
No Need to teach Maatam - All Languages
Naam Abbas(as)ka likh kar jo pehna deta hai,
Us ke bachon ko khuda sher bana deta ha,
Apnay bachon ko sikha tay nahi matam hum log,
Naam Abbas(as) ka khud hath utha deta hai.
Naam Abbas(as)ka likh kar jo pehna deta hai,
Us ke bachon ko khuda sher bana deta ha,
Apnay bachon ko sikha tay nahi matam hum log,
Naam Abbas(as) ka khud hath utha deta hai.
Description of Yazeeds wife "Hind" [URDU]
Qafla-e-Hussaini ko Damishq laye janay ke kuch dinon baad aik aurat Yazeed ki biwi Hind k pass ayi aur kaha:
"Kuch qaidi laye gaye hain jin mein aksariat aurton ki hai. Lakin mujhe maloom nahin...
Qafla-e-Hussaini ko Damishq laye janay ke kuch dinon baad aik aurat Yazeed ki biwi Hind k pass ayi aur kaha:
"Kuch qaidi laye gaye hain jin mein aksariat aurton ki hai. Lakin mujhe maloom nahin k wo kon hain. behtar hai k aap ayen aur haqeeqat maloom karein".
Hind Uthi aur Umda libaas pehna, chaadar orhi aur khaadma ko hukm dia k qaid-khanay mein us k liay kursi lagayi jaye.
Hind Kursi per baith gayi.
Bibi Zainab(S.A) ne ghaur se is aurat ki taraf dekha tou pehchaan lia k ye Hind binte Abdullah hai, jo arsa pehlay Ameer-ul-Momineen(A.S) k ghar mein khaadma thi.
Bibi Zainab(S.A) ne Bibi Umm-e-Kulsoom(S.A) se farmaya:
"Kia aap ne pehchaana, ye Hind Binte Abdullah hain"
Donon bibion ne khaamoshi se apnay saron ko neechay jhuka lia ta-k Hind un ki taraf mutawajja na ho. Lakin Hind ghaur se bibion ko dekh rahi thi, is liay agay barh kar pucha:
"Behen, aap donon ne apas mein guftugoo kar k apnay saron ko jhuka lia, kia koi khaas baat hai?"
Bbion ne koi jawab na dia.
Hind: "Behen, aap kis ilaaqay se hain?"
Sani-e-Zahra(S.A) khamosh na reh sakeen aur farmaya:
"Hum Madina k rehnay walay hein".
Hind ne suna tou ahtraman khari ho gayi aur kaha:
"Kia aap Madina walon ko jaanti hain!?"
Zainab(S.A): "Aap kin Madina walon k mutalliq daryaft karna chahti hain?"
Hind: "Mein apnay aaqa Imam Ali(A.S) k gharanay k mutalliq daryaft karna chahti hun"
Zainab(S.A): "Tum ALI(A.S) k gharaanay ko kaisay jaanti ho?"
Hind (Imam ki yaad mein ashk-bar hotay huay):
"Mein us ghar mein khaadma thi, aur kaam kia karti thi. Mujhe Us ghar se bauhat muhabbat hai"
Zainab(S.A): Tum Us ghar k kin afraad ko jaanti ho?
Hind: Mein Imam Ali(A.S) ki aulaad ka haal maloom karna chahti hun. Mein Hussain(A.S), Aulaad-e-Hussain(A.S) aur Imam ki paak-baaz sahabzaadion ka haal ahwaal aur khairiat maloom karna chahti hun.
Zianab(S.A) - rotay huay:
"Aye Hind! Agar Aal-e-Ali k mutalliq puchti ho tou suno!
Hum(Aulaad-e-Ali) Madina chor chukay hain aur Un ki Aal ki shahadaton ki khabar Madina pohnchaanay k muntazir hein.
Agar HUSSAIN ki haalat se ba-khabar hona chahti ho tou suno! Yazeed k samnay jo ser maujood hai jis se wo lutf-andoz hota hai, wo HUSSAIN ka ser hai.
Agar ABBAS-e-JARRI ka puchti ho tou hum un k Jism k tukray aur BE-SER laashay sarzameen-e-Karbala per chor aanay per majboor kar diay gaye!
Agar Aulaad-e-Hussain ka puchti ho tou wo beemaar naujawan jo shuddat-e-dard ki waja se chalnay per qaadir nahin hai, wohi Hussain k betay ZAIN-ul-ABIDEEN(A.S) hein!
Agar Banaat-e-Ali ka puchti ho, tou MEIN hi ZAINAB BINTE ALI, aur ye UMM-e-KUSLOOM hain.
Hind rotay huay: Wa Amma! Wa Sayyada! Wa Hussaina!
Kaash! Kaash mein andhi hoti Banaat-e-Fatima(S.A) ko is haalat mein na dekhti!
Shuddat-e-Jazbaat mein Hind ne aik pathar apnay ser per maara, jis se khoon jaari hua aur wo ghash kha gayi.
Hind ne Zainab(S.A) ko apnay sarhaanay paaya, jo us se farma rahi theen:
"Hind! utho apnay ghar jao! Aisa na ho tera shauhar Yazeed tujh per ghazab-naak ho!"
Hind: "Khuda ki qasam! Jub tak Aba-Abdullah Hussain ka matam na kar lun, aur Aap Hashmi khawateen ko ghar na le jaun, mein wapas na jaun gi!"
Hind uthi, libaas chaak kiay huay aur ser-barahna Yazeed k pass ayi jo darbaar mein damishq k wuzra aur hawaarion k darmiaan betha hua tha.
Hind: Aye Yazeed! Kia tu ne Ser-e-muqaddas-e-Hussain, farzand-e-Rasool ko darwaza k kinaaray NAIZAY per latkaanay ka hukm dia hai!?
Yazeed jo saltanat, aish o ishrat ka taaj pehnay takht per takkia lagaye baitha tha, achaanak apni zauja ki ghier-mardon k samnay ye haalat dekhi tou maaray gairat k apni jagah se utha aur usay chaadar urhaatay huay bola:
"Khuda lanat karay Ibn-e-Ziyad per, jis ne jald-baazi ki aur Hussain(A.S) ko qatal kia!"
Hind: "Aye Yazeed! Waaye ho tujh per! Meray mutalliq GHAIRAT se kaam letay ho!
Dukhtar-e-Rasool Zahra(S.A) ki betion k mutalliq teri ghairat kaha gayi!?
Tu ne un ki chaadarain cheeneen, aur un muqaddas khawateen ko gali kocha o bazaar mein aashkaar kia, aur unhein zindaanon mein qaid kar k khud chain o sukoon ki neend sona chahtay ho!
Khuda ki Qasam! Jub tak inhein meray saath nahin bhejo ge, mein tumharay ghar mein qadam nahin rakhun gi!"
Is waqiay aur apnay khilaaf aag ki tarah tezi se phailtay hui logon ki nafraton ki waja se yazeed pareshaan rehnay laga, aur usay ahsaas ho gaya k jis ALLAH aur RASOOL k naam ko dabanay aur Jis Deen k khaatmay k khuwab Us k baap daada ne dekhay thay, wo Aal-e-Rasool ko qatal kar k bhi buri tarah nakaam ho raha hai aur qareeb hai k jazbaat aur nafrat mein koi us k khilaaf baghaawat khari kar k us ka khaatma kar de lihaaza bil-aakhir wo Aseeraan-e-karbala se buri tarah wehshat khaanay laga, aur kuch din pehlay tak jin ka mazaq uraya karta tha, aur un se lutf andoz hota tha, ko Riha karnay k baray mein sochnay laga, ta-k us ki hakoomat bachi rahay.
More...
Description:
Qafla-e-Hussaini ko Damishq laye janay ke kuch dinon baad aik aurat Yazeed ki biwi Hind k pass ayi aur kaha:
"Kuch qaidi laye gaye hain jin mein aksariat aurton ki hai. Lakin mujhe maloom nahin k wo kon hain. behtar hai k aap ayen aur haqeeqat maloom karein".
Hind Uthi aur Umda libaas pehna, chaadar orhi aur khaadma ko hukm dia k qaid-khanay mein us k liay kursi lagayi jaye.
Hind Kursi per baith gayi.
Bibi Zainab(S.A) ne ghaur se is aurat ki taraf dekha tou pehchaan lia k ye Hind binte Abdullah hai, jo arsa pehlay Ameer-ul-Momineen(A.S) k ghar mein khaadma thi.
Bibi Zainab(S.A) ne Bibi Umm-e-Kulsoom(S.A) se farmaya:
"Kia aap ne pehchaana, ye Hind Binte Abdullah hain"
Donon bibion ne khaamoshi se apnay saron ko neechay jhuka lia ta-k Hind un ki taraf mutawajja na ho. Lakin Hind ghaur se bibion ko dekh rahi thi, is liay agay barh kar pucha:
"Behen, aap donon ne apas mein guftugoo kar k apnay saron ko jhuka lia, kia koi khaas baat hai?"
Bbion ne koi jawab na dia.
Hind: "Behen, aap kis ilaaqay se hain?"
Sani-e-Zahra(S.A) khamosh na reh sakeen aur farmaya:
"Hum Madina k rehnay walay hein".
Hind ne suna tou ahtraman khari ho gayi aur kaha:
"Kia aap Madina walon ko jaanti hain!?"
Zainab(S.A): "Aap kin Madina walon k mutalliq daryaft karna chahti hain?"
Hind: "Mein apnay aaqa Imam Ali(A.S) k gharanay k mutalliq daryaft karna chahti hun"
Zainab(S.A): "Tum ALI(A.S) k gharaanay ko kaisay jaanti ho?"
Hind (Imam ki yaad mein ashk-bar hotay huay):
"Mein us ghar mein khaadma thi, aur kaam kia karti thi. Mujhe Us ghar se bauhat muhabbat hai"
Zainab(S.A): Tum Us ghar k kin afraad ko jaanti ho?
Hind: Mein Imam Ali(A.S) ki aulaad ka haal maloom karna chahti hun. Mein Hussain(A.S), Aulaad-e-Hussain(A.S) aur Imam ki paak-baaz sahabzaadion ka haal ahwaal aur khairiat maloom karna chahti hun.
Zianab(S.A) - rotay huay:
"Aye Hind! Agar Aal-e-Ali k mutalliq puchti ho tou suno!
Hum(Aulaad-e-Ali) Madina chor chukay hain aur Un ki Aal ki shahadaton ki khabar Madina pohnchaanay k muntazir hein.
Agar HUSSAIN ki haalat se ba-khabar hona chahti ho tou suno! Yazeed k samnay jo ser maujood hai jis se wo lutf-andoz hota hai, wo HUSSAIN ka ser hai.
Agar ABBAS-e-JARRI ka puchti ho tou hum un k Jism k tukray aur BE-SER laashay sarzameen-e-Karbala per chor aanay per majboor kar diay gaye!
Agar Aulaad-e-Hussain ka puchti ho tou wo beemaar naujawan jo shuddat-e-dard ki waja se chalnay per qaadir nahin hai, wohi Hussain k betay ZAIN-ul-ABIDEEN(A.S) hein!
Agar Banaat-e-Ali ka puchti ho, tou MEIN hi ZAINAB BINTE ALI, aur ye UMM-e-KUSLOOM hain.
Hind rotay huay: Wa Amma! Wa Sayyada! Wa Hussaina!
Kaash! Kaash mein andhi hoti Banaat-e-Fatima(S.A) ko is haalat mein na dekhti!
Shuddat-e-Jazbaat mein Hind ne aik pathar apnay ser per maara, jis se khoon jaari hua aur wo ghash kha gayi.
Hind ne Zainab(S.A) ko apnay sarhaanay paaya, jo us se farma rahi theen:
"Hind! utho apnay ghar jao! Aisa na ho tera shauhar Yazeed tujh per ghazab-naak ho!"
Hind: "Khuda ki qasam! Jub tak Aba-Abdullah Hussain ka matam na kar lun, aur Aap Hashmi khawateen ko ghar na le jaun, mein wapas na jaun gi!"
Hind uthi, libaas chaak kiay huay aur ser-barahna Yazeed k pass ayi jo darbaar mein damishq k wuzra aur hawaarion k darmiaan betha hua tha.
Hind: Aye Yazeed! Kia tu ne Ser-e-muqaddas-e-Hussain, farzand-e-Rasool ko darwaza k kinaaray NAIZAY per latkaanay ka hukm dia hai!?
Yazeed jo saltanat, aish o ishrat ka taaj pehnay takht per takkia lagaye baitha tha, achaanak apni zauja ki ghier-mardon k samnay ye haalat dekhi tou maaray gairat k apni jagah se utha aur usay chaadar urhaatay huay bola:
"Khuda lanat karay Ibn-e-Ziyad per, jis ne jald-baazi ki aur Hussain(A.S) ko qatal kia!"
Hind: "Aye Yazeed! Waaye ho tujh per! Meray mutalliq GHAIRAT se kaam letay ho!
Dukhtar-e-Rasool Zahra(S.A) ki betion k mutalliq teri ghairat kaha gayi!?
Tu ne un ki chaadarain cheeneen, aur un muqaddas khawateen ko gali kocha o bazaar mein aashkaar kia, aur unhein zindaanon mein qaid kar k khud chain o sukoon ki neend sona chahtay ho!
Khuda ki Qasam! Jub tak inhein meray saath nahin bhejo ge, mein tumharay ghar mein qadam nahin rakhun gi!"
Is waqiay aur apnay khilaaf aag ki tarah tezi se phailtay hui logon ki nafraton ki waja se yazeed pareshaan rehnay laga, aur usay ahsaas ho gaya k jis ALLAH aur RASOOL k naam ko dabanay aur Jis Deen k khaatmay k khuwab Us k baap daada ne dekhay thay, wo Aal-e-Rasool ko qatal kar k bhi buri tarah nakaam ho raha hai aur qareeb hai k jazbaat aur nafrat mein koi us k khilaaf baghaawat khari kar k us ka khaatma kar de lihaaza bil-aakhir wo Aseeraan-e-karbala se buri tarah wehshat khaanay laga, aur kuch din pehlay tak jin ka mazaq uraya karta tha, aur un se lutf andoz hota tha, ko Riha karnay k baray mein sochnay laga, ta-k us ki hakoomat bachi rahay.
Poem about parents - Maan Baap - Urdu
Apni khilqat pe kar ghor insaan zara, parents, maa baap, urdu poetry. urdu poem about parents.
Apni khilqat pe kar ghor insaan zara, parents, maa baap, urdu poetry. urdu poem about parents.
[1/2] Resulullahın Babası - Kurban - Dubbed in Turkish
Yayın Formatı: 3 VCD
Yönetmen: Abbas Moradiyan, Mustafa Pür Hamidi
Oyuncular: Mahmud Meşrute, Haydar Nikayin, Ziya Tahiri, M. Rıza Ebulhaseni
B e n i k i k u r b a n l ı ğ ı n o ğ...
Yayın Formatı: 3 VCD
Yönetmen: Abbas Moradiyan, Mustafa Pür Hamidi
Oyuncular: Mahmud Meşrute, Haydar Nikayin, Ziya Tahiri, M. Rıza Ebulhaseni
B e n i k i k u r b a n l ı ğ ı n o ğ l u y u m. Hz. Muhammed (S.A.A)
O n u n B a b a s ı (Abdülmuttalibin Kurbanı)
Mekkenin büyük önderi Abdülmuttalib, saklı hazineleri ve zemzemi rüyâsında görerek ortaya çıkarmak gibi büyük ilâhi ikramların tanığıdır. Ancak kendisine muhalefet edenlerin karşısında on iki yaşındaki bir tek oğluyla yalnızdır. Rabbine yakarıp, kendisine on oğul verirse bunlardan birini kurban edeceğini vaad eder. Kabul olan duâsında verdiği bu söz yıllar sonra yine rüyâsında hatırlatılır. Bütün oğulları bu duâya borçlu oldukları canlarını vermekte tereddüt etmeyeceklerini söyleseler de çekilen kura tüm Mekkeyi yasa boğar. A h l â k ı, c ö m e r t l i ğ i ve g ü z e l l i ğ i ile babasının düşmanlarınca bile sevilip takdîr edilen, Mekkenin Ayı olarak meşhûr olmuş, Abdülmuttalipin de en sevdiği A b d u l l a h tır kurbanlık.
More...
Description:
Yayın Formatı: 3 VCD
Yönetmen: Abbas Moradiyan, Mustafa Pür Hamidi
Oyuncular: Mahmud Meşrute, Haydar Nikayin, Ziya Tahiri, M. Rıza Ebulhaseni
B e n i k i k u r b a n l ı ğ ı n o ğ l u y u m. Hz. Muhammed (S.A.A)
O n u n B a b a s ı (Abdülmuttalibin Kurbanı)
Mekkenin büyük önderi Abdülmuttalib, saklı hazineleri ve zemzemi rüyâsında görerek ortaya çıkarmak gibi büyük ilâhi ikramların tanığıdır. Ancak kendisine muhalefet edenlerin karşısında on iki yaşındaki bir tek oğluyla yalnızdır. Rabbine yakarıp, kendisine on oğul verirse bunlardan birini kurban edeceğini vaad eder. Kabul olan duâsında verdiği bu söz yıllar sonra yine rüyâsında hatırlatılır. Bütün oğulları bu duâya borçlu oldukları canlarını vermekte tereddüt etmeyeceklerini söyleseler de çekilen kura tüm Mekkeyi yasa boğar. A h l â k ı, c ö m e r t l i ğ i ve g ü z e l l i ğ i ile babasının düşmanlarınca bile sevilip takdîr edilen, Mekkenin Ayı olarak meşhûr olmuş, Abdülmuttalipin de en sevdiği A b d u l l a h tır kurbanlık.
10:39
|
21:51
|
Movie - Hz. Ali (k.v) ve Kisaca Hayati --- Turkish
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka kudsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi...
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka kudsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi yörelerde 9 güne kadar oruç tutulur, kurbanlar kesilir, kabirler ziyaret edilir ve sadakalar dağıtılır. Ateşler yakılır, halaylar çekilir, türküler söylenir, yaşama coşku ile bağlanarak umutlar yinelenir. Nevruz Alevilikte bir neşe ve Barış bayramıdır.
Hz. Ali, İslam Peygamberi Hz. Muhammedin amcasının oğludur. Onun yanında büyümüş ve eğitimini önemli ölçüde ondan almıştır. İslamiyeti ilk kabul eden kişidir. Ayrıca Hz. Muhammedin kızı Hz. Fatima ile evlenmesi vasıtası ile onun damadıdır. Hz. Muhammedin Ehl-i Beytim yani ailem dediği kişilerden biridir. Hz. Fatimadan doğan çocukları vasıtası ile Peygamber soyunun sürdürücüsüdür.
Hz. Peygamber, kendisinden sonra Halifenin kim olması gerektiği konusunda belirttiği beyan ve Hadisleri doğrultusundan yerine Vekil bırakmak istediği kişidir.
Hz. Peygamber bir çok Hadis ve sohbetinde kendisinden sonra Hz. Aliyi Halife olarak tanıtmıştır. Ne var ki Hz. Peygamberin vefatı ile verilen sözler unutulmuş ve Hz. Ali ile bazı taraftarları Hz. Peygamberin defin işlemleri ile ilgilenirken, diğerleri acele tarafından Ebu Bekiri Halife seçerek bir oldu-bitti vakası ile Hz. Alinin hakkı olan Halifelik makamını gasp etmişlerdir.
Hz. Muhammedin Halifelik makamını Hz. Aliye layık görmesi ve onu önermesi elbette sıradan bir akrabalık ilişkisi olamazdı. Böyle olsa Hz. Muhammedin kendi diğer bazı akrabalarını da bu mantıkla gözetmesi gerekirdi. Hz. Muhammed bir Hadislerinde Hz. Aliyi kast ederek ‚Alinin on sekiz özelliği var ki, bunların hiç biri bu ümmetten hiç kimsede yoktur buyurmuşlardır. Bu özelliklerden bir kısmı sadece akrabalık ilişkisi ve benzeri anlamlarla değerlendirilse bile, diğer başka özellikleri muhakkak ki Hz. Alinin olağanüstü birikim ve yeteneklerinden kaynaklanıyordu.
Hz. Muhammed ‚ Ben İlim şehriyim, Ali onun kapısıdır, İlim isteyen kapısına gelsin derken, diğer bir yanı ile de muhakkak ki Hz. Alinin bilgeliğine dikkat çekiyordu.
Hz. Alinin en önemli özelliklerinden bir kaçı, insani ahlâk, yiğitlik, mazlumu koruma, cömertlik, yardımseverlik, erdem, vefa, olgunluk ve yola bağlılık konusunda güvenilir olmaktır. 1400 yıllık tarih boyuna dillere destan olacak ölçüde sevenlerinin gönlünde taht kurmasının hikmetlerinden biri budur.
Alevi-Bektaşiliğin temel ahlak ilkesi olan Eline, Diline, Beline sahip olmak anlayışı Hz. Alide simdelenir. Onu bu yolun ana ilkesi haline getirir. Onun günsel yaşam ilkeleri ve yüzlerce söz ve konuşmalarını içeren deyimlerini bir araya getirdiğimizde bu anlamın ne kadar doğru olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkar.
Hz. Alinin öğretileri arasında en çok öne çıkan öğelerden biri onun büyük ilim sahibi olması ve bunu insanlarla paylaşmak istemesidir. Ayrıca ilimi iyi anlamak, halkın yararına kullanmak, yolu gözetmek anlaşılmalıdır.
Gereksiz ve yanılgılı konuşmamayı özellikle gözetmekte, barış içinde ve hoşgörülü olmayı telkin etmektedir. Zulmü ve insanlara haksızlığı şiddetle men etmekte, defalarca haksızlığa uğranılsa dahi, insanların kendilerine haksızlık edenlere zulüm yapmamalarını ısrarla vurgulamaktadır.
Her türlü yalan, dolan, iftira, ikiyüzlülük ve kem sözden insanları caydırmaya çabalar. Mütevaziliği ve alçakgönüllüğü öven, cahil ve yeterince erdem sahibi olanlardan mesafeli durulmasını öneren, dayanışmayı, dürüstlüğü ve adaleti bayrak edinen bir ulu zattır Hz. Ali. İnsan olmanın temel ilkelerinden biri olarak da nefsin köreltilmesini (kontrol altına alınmasını) tavsiye eder ve uygular.
Hiç bir insanı kınamayı hoş görmediği gibi, insanları mensup olduğu kavimler (ırklar) konusunda da eşit tutar. İnsan haklarına son derece uyan ve saygı duyan, Kul hakkını kutsal gören, insanların kula hakkına riayet etmelerini, müslüman olmasalar dahi tüm insanlara adaletle yaklaşılmasını telkin eder.
Kimsesizleri, yetimleri, dulları, köleleri, yaşlıları, bedensel özürlüleri ve çaresizleri korur. Onlara toplumun dayanışma ruhu ile sahip çıkmalarını, onlara umut verilmesini ister.
Hz. Ali, gönül zenginliğini, mal zenginliğinden üstün tutar. Erdemi, olgunluğu; kişinin kendisini bilmesi olarak görür. Dünyevi tutkulardan uzak mutasavvıf bir kişilik sergiler. Şöhret ve zenginliği önemsemez. İnsanların gönül gözünü açmalarını ve tasavvufa yönelmelerini telkin eder
More...
Description:
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka kudsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi yörelerde 9 güne kadar oruç tutulur, kurbanlar kesilir, kabirler ziyaret edilir ve sadakalar dağıtılır. Ateşler yakılır, halaylar çekilir, türküler söylenir, yaşama coşku ile bağlanarak umutlar yinelenir. Nevruz Alevilikte bir neşe ve Barış bayramıdır.
Hz. Ali, İslam Peygamberi Hz. Muhammedin amcasının oğludur. Onun yanında büyümüş ve eğitimini önemli ölçüde ondan almıştır. İslamiyeti ilk kabul eden kişidir. Ayrıca Hz. Muhammedin kızı Hz. Fatima ile evlenmesi vasıtası ile onun damadıdır. Hz. Muhammedin Ehl-i Beytim yani ailem dediği kişilerden biridir. Hz. Fatimadan doğan çocukları vasıtası ile Peygamber soyunun sürdürücüsüdür.
Hz. Peygamber, kendisinden sonra Halifenin kim olması gerektiği konusunda belirttiği beyan ve Hadisleri doğrultusundan yerine Vekil bırakmak istediği kişidir.
Hz. Peygamber bir çok Hadis ve sohbetinde kendisinden sonra Hz. Aliyi Halife olarak tanıtmıştır. Ne var ki Hz. Peygamberin vefatı ile verilen sözler unutulmuş ve Hz. Ali ile bazı taraftarları Hz. Peygamberin defin işlemleri ile ilgilenirken, diğerleri acele tarafından Ebu Bekiri Halife seçerek bir oldu-bitti vakası ile Hz. Alinin hakkı olan Halifelik makamını gasp etmişlerdir.
Hz. Muhammedin Halifelik makamını Hz. Aliye layık görmesi ve onu önermesi elbette sıradan bir akrabalık ilişkisi olamazdı. Böyle olsa Hz. Muhammedin kendi diğer bazı akrabalarını da bu mantıkla gözetmesi gerekirdi. Hz. Muhammed bir Hadislerinde Hz. Aliyi kast ederek ‚Alinin on sekiz özelliği var ki, bunların hiç biri bu ümmetten hiç kimsede yoktur buyurmuşlardır. Bu özelliklerden bir kısmı sadece akrabalık ilişkisi ve benzeri anlamlarla değerlendirilse bile, diğer başka özellikleri muhakkak ki Hz. Alinin olağanüstü birikim ve yeteneklerinden kaynaklanıyordu.
Hz. Muhammed ‚ Ben İlim şehriyim, Ali onun kapısıdır, İlim isteyen kapısına gelsin derken, diğer bir yanı ile de muhakkak ki Hz. Alinin bilgeliğine dikkat çekiyordu.
Hz. Alinin en önemli özelliklerinden bir kaçı, insani ahlâk, yiğitlik, mazlumu koruma, cömertlik, yardımseverlik, erdem, vefa, olgunluk ve yola bağlılık konusunda güvenilir olmaktır. 1400 yıllık tarih boyuna dillere destan olacak ölçüde sevenlerinin gönlünde taht kurmasının hikmetlerinden biri budur.
Alevi-Bektaşiliğin temel ahlak ilkesi olan Eline, Diline, Beline sahip olmak anlayışı Hz. Alide simdelenir. Onu bu yolun ana ilkesi haline getirir. Onun günsel yaşam ilkeleri ve yüzlerce söz ve konuşmalarını içeren deyimlerini bir araya getirdiğimizde bu anlamın ne kadar doğru olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkar.
Hz. Alinin öğretileri arasında en çok öne çıkan öğelerden biri onun büyük ilim sahibi olması ve bunu insanlarla paylaşmak istemesidir. Ayrıca ilimi iyi anlamak, halkın yararına kullanmak, yolu gözetmek anlaşılmalıdır.
Gereksiz ve yanılgılı konuşmamayı özellikle gözetmekte, barış içinde ve hoşgörülü olmayı telkin etmektedir. Zulmü ve insanlara haksızlığı şiddetle men etmekte, defalarca haksızlığa uğranılsa dahi, insanların kendilerine haksızlık edenlere zulüm yapmamalarını ısrarla vurgulamaktadır.
Her türlü yalan, dolan, iftira, ikiyüzlülük ve kem sözden insanları caydırmaya çabalar. Mütevaziliği ve alçakgönüllüğü öven, cahil ve yeterince erdem sahibi olanlardan mesafeli durulmasını öneren, dayanışmayı, dürüstlüğü ve adaleti bayrak edinen bir ulu zattır Hz. Ali. İnsan olmanın temel ilkelerinden biri olarak da nefsin köreltilmesini (kontrol altına alınmasını) tavsiye eder ve uygular.
Hiç bir insanı kınamayı hoş görmediği gibi, insanları mensup olduğu kavimler (ırklar) konusunda da eşit tutar. İnsan haklarına son derece uyan ve saygı duyan, Kul hakkını kutsal gören, insanların kula hakkına riayet etmelerini, müslüman olmasalar dahi tüm insanlara adaletle yaklaşılmasını telkin eder.
Kimsesizleri, yetimleri, dulları, köleleri, yaşlıları, bedensel özürlüleri ve çaresizleri korur. Onlara toplumun dayanışma ruhu ile sahip çıkmalarını, onlara umut verilmesini ister.
Hz. Ali, gönül zenginliğini, mal zenginliğinden üstün tutar. Erdemi, olgunluğu; kişinin kendisini bilmesi olarak görür. Dünyevi tutkulardan uzak mutasavvıf bir kişilik sergiler. Şöhret ve zenginliği önemsemez. İnsanların gönül gözünü açmalarını ve tasavvufa yönelmelerini telkin eder
29:58
|
[2/3][ANIMATED] Hz.Muhammed (s) Son Peygamber - Cizgi film - Turkish
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A)...
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını anlatan uzun metrajlı çizgi film 1400 yıl önce Mekke'nin içinde bulunduğu sefaletten başlayarak, Hz. Muhammed (S.A.A)'in peygamberlik görevinin başlamasıyla devam eden ve tüm dünyayı değiştirecek olan mesajın yavaş yavaş yayılmasını anlatan büyük bir prodüksiyon.
Kureyş kabilesinin egemenliği altındaki bölgede yaşayan yoksul halk, çaresiz bir haldedir ve son derece kötü şartlarda yaşamaktadır. Ancak son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.A)'de Peygamberlik görevinin verilmesi ile Kureyş kabilesine karşı büyük bir savaş başlayacaktır. Bu aynı zamanda İslamiyet'in doğuşu anlamına gelmektedir.
"Hazreti Muhammed (S.A.A), Son Peygamber"'in senaryosu geliştirilirken tarihsel materyal taramak suretiyle geniş kapsamlı araştırma yapıldı. Filmin öyküsü UCLA eğitimli senaryo yazarı Firdosi Wharton Ali ve UCLA İslam Hukuku Profesörü Dr. Khaled Abou El Fadt tarafından dikkatle gözden geçirildi, senaryo yazımının her aşamasında gerek tarihsel doğruluk, gerekse Hz.Muhammed'in (S.A.A) misyonuyla mesajına bağlılık açılarından dikkatli inceleme yapıldı.
BU FILMI IBRETLE IZYELECEKSINIZ, IYI SEYIRLER...
More...
Description:
Yapım Sorumlusu: Muwaffak Al-Harithy
Senaryo: Brian Nissen
Müzik: William Kidd
Yapımcı: Richard Rich, Terry L Noss, Thomas J.Tobin
Süre: 90 dakika
Hz. Muhammed'in (S.A.A) hayatını anlatan uzun metrajlı çizgi film 1400 yıl önce Mekke'nin içinde bulunduğu sefaletten başlayarak, Hz. Muhammed (S.A.A)'in peygamberlik görevinin başlamasıyla devam eden ve tüm dünyayı değiştirecek olan mesajın yavaş yavaş yayılmasını anlatan büyük bir prodüksiyon.
Kureyş kabilesinin egemenliği altındaki bölgede yaşayan yoksul halk, çaresiz bir haldedir ve son derece kötü şartlarda yaşamaktadır. Ancak son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.A)'de Peygamberlik görevinin verilmesi ile Kureyş kabilesine karşı büyük bir savaş başlayacaktır. Bu aynı zamanda İslamiyet'in doğuşu anlamına gelmektedir.
"Hazreti Muhammed (S.A.A), Son Peygamber"'in senaryosu geliştirilirken tarihsel materyal taramak suretiyle geniş kapsamlı araştırma yapıldı. Filmin öyküsü UCLA eğitimli senaryo yazarı Firdosi Wharton Ali ve UCLA İslam Hukuku Profesörü Dr. Khaled Abou El Fadt tarafından dikkatle gözden geçirildi, senaryo yazımının her aşamasında gerek tarihsel doğruluk, gerekse Hz.Muhammed'in (S.A.A) misyonuyla mesajına bağlılık açılarından dikkatli inceleme yapıldı.
BU FILMI IBRETLE IZYELECEKSINIZ, IYI SEYIRLER...
4:21
|
Allah Ho Akbar Khomeini Rehber - A Classic Tarana Rediscovered May, 2013 - Urdu
A special release for the birth anniversary of one of the greatest leaders of our time, the late Imam Khomeini(ra). Performed by Sayed Razi Rizvi Saheb-e-Bayaz Dasta-e-Nasiran-e-Hussain in...
A special release for the birth anniversary of one of the greatest leaders of our time, the late Imam Khomeini(ra). Performed by Sayed Razi Rizvi Saheb-e-Bayaz Dasta-e-Nasiran-e-Hussain in 1982 in Karachi, Pakistan.
More...
Description:
A special release for the birth anniversary of one of the greatest leaders of our time, the late Imam Khomeini(ra). Performed by Sayed Razi Rizvi Saheb-e-Bayaz Dasta-e-Nasiran-e-Hussain in 1982 in Karachi, Pakistan.
2:03
|
69:01
|
[2/2] Resulullahın Babası - Kurban - Dubbed in Turkish
Yayın Formatı: 3 VCD
Yönetmen: Abbas Moradiyan, Mustafa Pür Hamidi
Oyuncular: Mahmud Meşrute, Haydar Nikayin, Ziya Tahiri, M. Rıza Ebulhaseni
B e n i k i k u r b a n l ı ğ ı n o ğ...
Yayın Formatı: 3 VCD
Yönetmen: Abbas Moradiyan, Mustafa Pür Hamidi
Oyuncular: Mahmud Meşrute, Haydar Nikayin, Ziya Tahiri, M. Rıza Ebulhaseni
B e n i k i k u r b a n l ı ğ ı n o ğ l u y u m. Hz. Muhammed (S.A.A)
O n u n B a b a s ı (Abdülmuttalibin Kurbanı)
Mekkenin büyük önderi Abdülmuttalib, saklı hazineleri ve zemzemi rüyâsında görerek ortaya çıkarmak gibi büyük ilâhi ikramların tanığıdır. Ancak kendisine muhalefet edenlerin karşısında on iki yaşındaki bir tek oğluyla yalnızdır. Rabbine yakarıp, kendisine on oğul verirse bunlardan birini kurban edeceğini vaad eder. Kabul olan duâsında verdiği bu söz yıllar sonra yine rüyâsında hatırlatılır. Bütün oğulları bu duâya borçlu oldukları canlarını vermekte tereddüt etmeyeceklerini söyleseler de çekilen kura tüm Mekkeyi yasa boğar. A h l â k ı, c ö m e r t l i ğ i ve g ü z e l l i ğ i ile babasının düşmanlarınca bile sevilip takdîr edilen, Mekkenin Ayı olarak meşhûr olmuş, Abdülmuttalipin de en sevdiği A b d u l l a h tır kurbanlık.
More...
Description:
Yayın Formatı: 3 VCD
Yönetmen: Abbas Moradiyan, Mustafa Pür Hamidi
Oyuncular: Mahmud Meşrute, Haydar Nikayin, Ziya Tahiri, M. Rıza Ebulhaseni
B e n i k i k u r b a n l ı ğ ı n o ğ l u y u m. Hz. Muhammed (S.A.A)
O n u n B a b a s ı (Abdülmuttalibin Kurbanı)
Mekkenin büyük önderi Abdülmuttalib, saklı hazineleri ve zemzemi rüyâsında görerek ortaya çıkarmak gibi büyük ilâhi ikramların tanığıdır. Ancak kendisine muhalefet edenlerin karşısında on iki yaşındaki bir tek oğluyla yalnızdır. Rabbine yakarıp, kendisine on oğul verirse bunlardan birini kurban edeceğini vaad eder. Kabul olan duâsında verdiği bu söz yıllar sonra yine rüyâsında hatırlatılır. Bütün oğulları bu duâya borçlu oldukları canlarını vermekte tereddüt etmeyeceklerini söyleseler de çekilen kura tüm Mekkeyi yasa boğar. A h l â k ı, c ö m e r t l i ğ i ve g ü z e l l i ğ i ile babasının düşmanlarınca bile sevilip takdîr edilen, Mekkenin Ayı olarak meşhûr olmuş, Abdülmuttalipin de en sevdiği A b d u l l a h tır kurbanlık.