1:52
|
11:41
|
10:10
|
Ziyaret al Arbain - زيارة الاربعين - ( med norsk tekst ) - Arabic sub Norwegian
Kort om \"Ziaret al-arbain\":
Den 20. Safar inntreffer 40 - dag markeringen (forti dager etter Ashurra). Dette er verdens største menneske samling på jorden. Millioner av...
Kort om \"Ziaret al-arbain\":
Den 20. Safar inntreffer 40 - dag markeringen (forti dager etter Ashurra). Dette er verdens største menneske samling på jorden. Millioner av mennesker fra alle verdens kanter besøker den hellige byen Karbala i Irak, for å minne om den undertrykte martyren Imam Hussain (fred være med han), barnebarnet til profet Muhammed (Allahs fred og velsignelse være med han og hans familie).
I følge Sjekh Tossi er det fortalt av Imam Jaffar al-Sadik (fred være med han) at man skal lese følgende \\\\\\\"Ziaret\\\\\\\" i 40 - dag markeringen (forti dager etter Ashurra).
روي عن ابي محمد الحسن العسكري ( عليه السلام ) أنه قال
( عَلَامَاتُ الْمُؤْمِنِ خَمْسٌ : صَلَاةُ الْخَمْسِينَ ، وَ زِيَارَةُ الْأَرْبَعِينَ ، وَ التَّخَتُّمُ فِي الْيَمِينِ ، وَ تَعْفِيرُ الْجَبِينِ ، وَ الْجَهْرُ بِبِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ )
Ifølge Imam Hassan bin Ali Al Askari (fred være med han) er Kjennetegn til en sann troende fem:
1) Be 51 Rak-a\\\\\\\'t Salaat i løpet av de 24 timene av døgnet (17 Rak-a\\\\\\\' er obligatorisk, mens 34 Rak-a\\\\\\\' kommer i tillegg).
2) Være i Karbala i 40 - dag markeringen for å besøke Imam Hussein (fred være med han), eller i det minste resitere Ziyarat al-arbain som er tilegnet Imam Hussain (fred være med han).
3) Å bære en ring i høyre hånd.
4) Å sette pannen på jorden (helst på jorden fra Karbala) i utmattelse.
5) Å uttale \\\\\\\"I Guds, den Barmhjertiges, den Nåderikes navn\\\\\\\" (Bismillahir-Rah\\\\\\\'maanir-Rah\\\\\\\'eem) med klar og høy røst når han ber.
Ziaret al-arbain er oversatt av: Hussein Ali
More...
Description:
Kort om \"Ziaret al-arbain\":
Den 20. Safar inntreffer 40 - dag markeringen (forti dager etter Ashurra). Dette er verdens største menneske samling på jorden. Millioner av mennesker fra alle verdens kanter besøker den hellige byen Karbala i Irak, for å minne om den undertrykte martyren Imam Hussain (fred være med han), barnebarnet til profet Muhammed (Allahs fred og velsignelse være med han og hans familie).
I følge Sjekh Tossi er det fortalt av Imam Jaffar al-Sadik (fred være med han) at man skal lese følgende \\\\\\\"Ziaret\\\\\\\" i 40 - dag markeringen (forti dager etter Ashurra).
روي عن ابي محمد الحسن العسكري ( عليه السلام ) أنه قال
( عَلَامَاتُ الْمُؤْمِنِ خَمْسٌ : صَلَاةُ الْخَمْسِينَ ، وَ زِيَارَةُ الْأَرْبَعِينَ ، وَ التَّخَتُّمُ فِي الْيَمِينِ ، وَ تَعْفِيرُ الْجَبِينِ ، وَ الْجَهْرُ بِبِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ )
Ifølge Imam Hassan bin Ali Al Askari (fred være med han) er Kjennetegn til en sann troende fem:
1) Be 51 Rak-a\\\\\\\'t Salaat i løpet av de 24 timene av døgnet (17 Rak-a\\\\\\\' er obligatorisk, mens 34 Rak-a\\\\\\\' kommer i tillegg).
2) Være i Karbala i 40 - dag markeringen for å besøke Imam Hussein (fred være med han), eller i det minste resitere Ziyarat al-arbain som er tilegnet Imam Hussain (fred være med han).
3) Å bære en ring i høyre hånd.
4) Å sette pannen på jorden (helst på jorden fra Karbala) i utmattelse.
5) Å uttale \\\\\\\"I Guds, den Barmhjertiges, den Nåderikes navn\\\\\\\" (Bismillahir-Rah\\\\\\\'maanir-Rah\\\\\\\'eem) med klar og høy røst når han ber.
Ziaret al-arbain er oversatt av: Hussein Ali
1:00
|
41:03
|
38:09
|
21:51
|
Movie - Hz. Ali (k.v) ve Kisaca Hayati --- Turkish
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka kudsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi...
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka kudsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi yörelerde 9 güne kadar oruç tutulur, kurbanlar kesilir, kabirler ziyaret edilir ve sadakalar dağıtılır. Ateşler yakılır, halaylar çekilir, türküler söylenir, yaşama coşku ile bağlanarak umutlar yinelenir. Nevruz Alevilikte bir neşe ve Barış bayramıdır.
Hz. Ali, İslam Peygamberi Hz. Muhammedin amcasının oğludur. Onun yanında büyümüş ve eğitimini önemli ölçüde ondan almıştır. İslamiyeti ilk kabul eden kişidir. Ayrıca Hz. Muhammedin kızı Hz. Fatima ile evlenmesi vasıtası ile onun damadıdır. Hz. Muhammedin Ehl-i Beytim yani ailem dediği kişilerden biridir. Hz. Fatimadan doğan çocukları vasıtası ile Peygamber soyunun sürdürücüsüdür.
Hz. Peygamber, kendisinden sonra Halifenin kim olması gerektiği konusunda belirttiği beyan ve Hadisleri doğrultusundan yerine Vekil bırakmak istediği kişidir.
Hz. Peygamber bir çok Hadis ve sohbetinde kendisinden sonra Hz. Aliyi Halife olarak tanıtmıştır. Ne var ki Hz. Peygamberin vefatı ile verilen sözler unutulmuş ve Hz. Ali ile bazı taraftarları Hz. Peygamberin defin işlemleri ile ilgilenirken, diğerleri acele tarafından Ebu Bekiri Halife seçerek bir oldu-bitti vakası ile Hz. Alinin hakkı olan Halifelik makamını gasp etmişlerdir.
Hz. Muhammedin Halifelik makamını Hz. Aliye layık görmesi ve onu önermesi elbette sıradan bir akrabalık ilişkisi olamazdı. Böyle olsa Hz. Muhammedin kendi diğer bazı akrabalarını da bu mantıkla gözetmesi gerekirdi. Hz. Muhammed bir Hadislerinde Hz. Aliyi kast ederek ‚Alinin on sekiz özelliği var ki, bunların hiç biri bu ümmetten hiç kimsede yoktur buyurmuşlardır. Bu özelliklerden bir kısmı sadece akrabalık ilişkisi ve benzeri anlamlarla değerlendirilse bile, diğer başka özellikleri muhakkak ki Hz. Alinin olağanüstü birikim ve yeteneklerinden kaynaklanıyordu.
Hz. Muhammed ‚ Ben İlim şehriyim, Ali onun kapısıdır, İlim isteyen kapısına gelsin derken, diğer bir yanı ile de muhakkak ki Hz. Alinin bilgeliğine dikkat çekiyordu.
Hz. Alinin en önemli özelliklerinden bir kaçı, insani ahlâk, yiğitlik, mazlumu koruma, cömertlik, yardımseverlik, erdem, vefa, olgunluk ve yola bağlılık konusunda güvenilir olmaktır. 1400 yıllık tarih boyuna dillere destan olacak ölçüde sevenlerinin gönlünde taht kurmasının hikmetlerinden biri budur.
Alevi-Bektaşiliğin temel ahlak ilkesi olan Eline, Diline, Beline sahip olmak anlayışı Hz. Alide simdelenir. Onu bu yolun ana ilkesi haline getirir. Onun günsel yaşam ilkeleri ve yüzlerce söz ve konuşmalarını içeren deyimlerini bir araya getirdiğimizde bu anlamın ne kadar doğru olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkar.
Hz. Alinin öğretileri arasında en çok öne çıkan öğelerden biri onun büyük ilim sahibi olması ve bunu insanlarla paylaşmak istemesidir. Ayrıca ilimi iyi anlamak, halkın yararına kullanmak, yolu gözetmek anlaşılmalıdır.
Gereksiz ve yanılgılı konuşmamayı özellikle gözetmekte, barış içinde ve hoşgörülü olmayı telkin etmektedir. Zulmü ve insanlara haksızlığı şiddetle men etmekte, defalarca haksızlığa uğranılsa dahi, insanların kendilerine haksızlık edenlere zulüm yapmamalarını ısrarla vurgulamaktadır.
Her türlü yalan, dolan, iftira, ikiyüzlülük ve kem sözden insanları caydırmaya çabalar. Mütevaziliği ve alçakgönüllüğü öven, cahil ve yeterince erdem sahibi olanlardan mesafeli durulmasını öneren, dayanışmayı, dürüstlüğü ve adaleti bayrak edinen bir ulu zattır Hz. Ali. İnsan olmanın temel ilkelerinden biri olarak da nefsin köreltilmesini (kontrol altına alınmasını) tavsiye eder ve uygular.
Hiç bir insanı kınamayı hoş görmediği gibi, insanları mensup olduğu kavimler (ırklar) konusunda da eşit tutar. İnsan haklarına son derece uyan ve saygı duyan, Kul hakkını kutsal gören, insanların kula hakkına riayet etmelerini, müslüman olmasalar dahi tüm insanlara adaletle yaklaşılmasını telkin eder.
Kimsesizleri, yetimleri, dulları, köleleri, yaşlıları, bedensel özürlüleri ve çaresizleri korur. Onlara toplumun dayanışma ruhu ile sahip çıkmalarını, onlara umut verilmesini ister.
Hz. Ali, gönül zenginliğini, mal zenginliğinden üstün tutar. Erdemi, olgunluğu; kişinin kendisini bilmesi olarak görür. Dünyevi tutkulardan uzak mutasavvıf bir kişilik sergiler. Şöhret ve zenginliği önemsemez. İnsanların gönül gözünü açmalarını ve tasavvufa yönelmelerini telkin eder
More...
Description:
Alevi inancında Hz. Alinin doğum tarihi 21 Marttır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler arıca bugünün başka kudsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi yörelerde 9 güne kadar oruç tutulur, kurbanlar kesilir, kabirler ziyaret edilir ve sadakalar dağıtılır. Ateşler yakılır, halaylar çekilir, türküler söylenir, yaşama coşku ile bağlanarak umutlar yinelenir. Nevruz Alevilikte bir neşe ve Barış bayramıdır.
Hz. Ali, İslam Peygamberi Hz. Muhammedin amcasının oğludur. Onun yanında büyümüş ve eğitimini önemli ölçüde ondan almıştır. İslamiyeti ilk kabul eden kişidir. Ayrıca Hz. Muhammedin kızı Hz. Fatima ile evlenmesi vasıtası ile onun damadıdır. Hz. Muhammedin Ehl-i Beytim yani ailem dediği kişilerden biridir. Hz. Fatimadan doğan çocukları vasıtası ile Peygamber soyunun sürdürücüsüdür.
Hz. Peygamber, kendisinden sonra Halifenin kim olması gerektiği konusunda belirttiği beyan ve Hadisleri doğrultusundan yerine Vekil bırakmak istediği kişidir.
Hz. Peygamber bir çok Hadis ve sohbetinde kendisinden sonra Hz. Aliyi Halife olarak tanıtmıştır. Ne var ki Hz. Peygamberin vefatı ile verilen sözler unutulmuş ve Hz. Ali ile bazı taraftarları Hz. Peygamberin defin işlemleri ile ilgilenirken, diğerleri acele tarafından Ebu Bekiri Halife seçerek bir oldu-bitti vakası ile Hz. Alinin hakkı olan Halifelik makamını gasp etmişlerdir.
Hz. Muhammedin Halifelik makamını Hz. Aliye layık görmesi ve onu önermesi elbette sıradan bir akrabalık ilişkisi olamazdı. Böyle olsa Hz. Muhammedin kendi diğer bazı akrabalarını da bu mantıkla gözetmesi gerekirdi. Hz. Muhammed bir Hadislerinde Hz. Aliyi kast ederek ‚Alinin on sekiz özelliği var ki, bunların hiç biri bu ümmetten hiç kimsede yoktur buyurmuşlardır. Bu özelliklerden bir kısmı sadece akrabalık ilişkisi ve benzeri anlamlarla değerlendirilse bile, diğer başka özellikleri muhakkak ki Hz. Alinin olağanüstü birikim ve yeteneklerinden kaynaklanıyordu.
Hz. Muhammed ‚ Ben İlim şehriyim, Ali onun kapısıdır, İlim isteyen kapısına gelsin derken, diğer bir yanı ile de muhakkak ki Hz. Alinin bilgeliğine dikkat çekiyordu.
Hz. Alinin en önemli özelliklerinden bir kaçı, insani ahlâk, yiğitlik, mazlumu koruma, cömertlik, yardımseverlik, erdem, vefa, olgunluk ve yola bağlılık konusunda güvenilir olmaktır. 1400 yıllık tarih boyuna dillere destan olacak ölçüde sevenlerinin gönlünde taht kurmasının hikmetlerinden biri budur.
Alevi-Bektaşiliğin temel ahlak ilkesi olan Eline, Diline, Beline sahip olmak anlayışı Hz. Alide simdelenir. Onu bu yolun ana ilkesi haline getirir. Onun günsel yaşam ilkeleri ve yüzlerce söz ve konuşmalarını içeren deyimlerini bir araya getirdiğimizde bu anlamın ne kadar doğru olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkar.
Hz. Alinin öğretileri arasında en çok öne çıkan öğelerden biri onun büyük ilim sahibi olması ve bunu insanlarla paylaşmak istemesidir. Ayrıca ilimi iyi anlamak, halkın yararına kullanmak, yolu gözetmek anlaşılmalıdır.
Gereksiz ve yanılgılı konuşmamayı özellikle gözetmekte, barış içinde ve hoşgörülü olmayı telkin etmektedir. Zulmü ve insanlara haksızlığı şiddetle men etmekte, defalarca haksızlığa uğranılsa dahi, insanların kendilerine haksızlık edenlere zulüm yapmamalarını ısrarla vurgulamaktadır.
Her türlü yalan, dolan, iftira, ikiyüzlülük ve kem sözden insanları caydırmaya çabalar. Mütevaziliği ve alçakgönüllüğü öven, cahil ve yeterince erdem sahibi olanlardan mesafeli durulmasını öneren, dayanışmayı, dürüstlüğü ve adaleti bayrak edinen bir ulu zattır Hz. Ali. İnsan olmanın temel ilkelerinden biri olarak da nefsin köreltilmesini (kontrol altına alınmasını) tavsiye eder ve uygular.
Hiç bir insanı kınamayı hoş görmediği gibi, insanları mensup olduğu kavimler (ırklar) konusunda da eşit tutar. İnsan haklarına son derece uyan ve saygı duyan, Kul hakkını kutsal gören, insanların kula hakkına riayet etmelerini, müslüman olmasalar dahi tüm insanlara adaletle yaklaşılmasını telkin eder.
Kimsesizleri, yetimleri, dulları, köleleri, yaşlıları, bedensel özürlüleri ve çaresizleri korur. Onlara toplumun dayanışma ruhu ile sahip çıkmalarını, onlara umut verilmesini ister.
Hz. Ali, gönül zenginliğini, mal zenginliğinden üstün tutar. Erdemi, olgunluğu; kişinin kendisini bilmesi olarak görür. Dünyevi tutkulardan uzak mutasavvıf bir kişilik sergiler. Şöhret ve zenginliği önemsemez. İnsanların gönül gözünü açmalarını ve tasavvufa yönelmelerini telkin eder
7:22
|
30:46
|
[Lecture-3] Idaratanzeel - ziarat e Jamia Kabeera - H.I Iftikhar Ahmed Ghadeeri - Urdu
[Lecture-3] Idaratanzeel - ziarat e Jamia Kabeera - H.I Iftikhar Ahmed Ghadeeri - Urdu Urdu Sub Urdu
idaratanzeel conducted lectures on the topic of Ziarat Jamia kabeera.Lecturer Molana Iftikhar...
[Lecture-3] Idaratanzeel - ziarat e Jamia Kabeera - H.I Iftikhar Ahmed Ghadeeri - Urdu Urdu Sub Urdu
idaratanzeel conducted lectures on the topic of Ziarat Jamia kabeera.Lecturer Molana Iftikhar Ahmed Ghadeeri.
More...
Description:
[Lecture-3] Idaratanzeel - ziarat e Jamia Kabeera - H.I Iftikhar Ahmed Ghadeeri - Urdu Urdu Sub Urdu
idaratanzeel conducted lectures on the topic of Ziarat Jamia kabeera.Lecturer Molana Iftikhar Ahmed Ghadeeri.
30:06
|
38:45
|
27:24
|
27:31
|
34:34
|
26:23
|
23:32
|
3:03
|
Hezbollah | Resistance | Ziyaret Al Yaseen | Arabic Sub English
Electronic Resistance in cooperation with MEDLEBANON Resistance media brings you translated videos of the Islamic Resistance of Lebanon.
Electronic Resistance in cooperation with MEDLEBANON Resistance media brings you translated videos of the Islamic Resistance of Lebanon.
4:10
|
69:34
|
76:13
|
2:39
|
İmam Humeynî (rh. a.) ile Paris\'te Noel - Farsi Sub Turkish
Irak\'tan sınırdışı edildikten sonra Fransa\'ya sürgüne gönderilen İmam Humeynî, başkent Paris\'in yakınındaki Neauphle -- le -- Château kasabasına yerleşir.
O sırada İran\'da...
Irak\'tan sınırdışı edildikten sonra Fransa\'ya sürgüne gönderilen İmam Humeynî, başkent Paris\'in yakınındaki Neauphle -- le -- Château kasabasına yerleşir.
O sırada İran\'da kitleler milyonlar halinde Şâhlık rejimine karşı ayaklanmış, başta başkent Tahran olmak üzere İran\'ın tüm şehirlerinde büyük katılımlı gösteriler düzenlenmektedir. Devrim hareketinin lideri İmam Humeynî\'nin mecburî iskana tabi tutulduğu Paris yakınlarındaki Neauphle -- le -- Château kasabası ise, İmam\'a gelen ziyaretçiler, dünyanın dört bir yanından meraklılar ve gazeteciler ile televizyonculardan dolayı oldukça kalabalık ve gürültülüdür.
İmam Humeyni ile ilgili olarak, komşusu olan Louis adındaki Fransız bir genç bakın neler anlatmaktadır:
\"Bir gün babam eve geldiğinde öfkeli bir vaziyette ceketini çıkardı ve koltuğa yaslanarak şöyle dedi: \'Bu yıl şansım hiç de iyi gitmedi. Bir yandan firmanın iflası ve öte yandan kasabamızın kalabalık hali.\'
Annem de bunun üzerine, \'Merak etmeyin, Ayetullâh Humeyni\'nin birkaç güne kadar İran\'a döneceği söyleniyor. Şâh devrildi devrilecek. O zaman buralar sakinleşir\' dedi.
Annemle babamın bu konuşmalarından sonra, komşumuz olan o ruhanî adamı daha çok merak ettim, İran\'ın dînî liderini görmeye karar verdim. Dışarı çıkıp O\'nun oturduğu evin yanına gittim. Gazetecilerle birlikte bahçe kapısının açılmasını bekledim. Sonra açıldı ve onlarla birlikte ben de içeri girdim.
Yaşlı bir dîn adamı, ağırbaşlı ve sakin halde oturmuş, konuşuyordu. Heybeti, kendini Allâh yoluna adamış büyük insanları andırıyordu. Bir saatlik sürenin nasıl geçtiğini anlayamadım.
Büyük bir hayret içinde eve döndüm ve babama, \'Hz. Mesih gibi birini görmek ister misin?\' diye sordum ve \'Eğer sen de İmam Humeynî\'yi görecek olsan, benim taşıdığım duygunun aynısını taşırsın\' dedim.
Babam beni ciddîye almadı; alaylı bir gülümsemeyle, \'Ne fark eder? O da nihayetinde diğer papazlar gibidir işte\' dedi. Fakat sonunda babamı ikna ettim ve ertesi gün ikimiz birlikte Ayetullâh Humeynî\'yi ziyarete gittik.
O\'nun zaman konusundaki titizliği ilginçti ve dikkatlerimizden kaçmamıştı. Tam zamanında geldi. Herkes O\'na saygı göstermek için ayağa kalktı ve O da konuşmaya başladı. Biraz sonra babamın yüzüne baktım; can-ı gönülden dinliyordu. Gözleri parlıyordu babamın ve artık öfkeli değildi.
Birkaç gün sonra Hz. İsa\'nın doğum günüydü. Hepimiz evde ailece birarada oturmuş, Noel\'i kutluyorduk. Aniden kapı çalındı. Babam kapıya doğru gitti ve ben de peşinden gittim. Kapıda elinde bir demet çiçek ile bir kutu tatlı taşıyan biri duruyordu. Selam verdikten sonra çiçek ve tatlıyı babama uzattı ve \'Bunlar, Ayetullâh Humeynî\'den küçük bir hediye. Hz. İsa (as)\'nın doğum yıldönümü münasebetinden dolayı tebrîklerini iletmek istediler ve kasabada bulunuşundan dolayı sizleri rahatsız edebileceğini düşündüğü için, sizlerden özür dilemek istediler\' dedi.
Babam şaşkınlıktan sapsarı olmuştu; hiç konuşmadan odasına çekildi. Sanki içinde birşey kırılmış gibiydi, gözleri yaşla doldu. Babam bu denli şefkat ve sevgiye şaşırmıştı.
Bir gün önceki sinirli ve rûhsuz adam, babam, duygu yüklü bir insan olmuş ve çocuk gibi ağlıyordu.\"
O günlerde İmam Humeynî\'nin yanında bulunan Müslümanlar ise şunları anlatmaktadırlar:
\"İmam Paris\'te iken Hz. İsa (as)\'nın doğum gününde bizlere şöyle buyurdu: \'Komşular bu gelgitten ve kalabalıktan rahatsız oldular; en iyisi onlara birer hediye alıp gönderin ve benden taraf da özür dileyin.\'
Arkadaşlar birkaç kutu çikolata alıp geldiler. İmam ne aldıklarını sordu, onlar da kutuları gösterdiler. İmam dedi ki, \'Avrupalılar gülü çok severler. Bu yüzden birkaç tane gül gönderin.\'
Noel gecesi Paris\'teki bütün komşulara gül ve hediye dağıttık. Ertesi sabah sokağımız gazeteciler ve halkla dolmuştu. Ben arkadaşlarımdan birine neler olduğunu sordum, \'Gazeteciler dün gece gönderilen güller ve hediyeler hakkında ropörtaj yapmak için gelmişler\' dedi.
İmam\'la röportaj yaptılar ve İmam, Hz. İsa (as) hakkında bazı noktalara değindi. Gazeteciler ve orada bulunan halk o kadar etkilenmişti ki İmam\'ın anlattıklarından.
İmam\'ın bu davranışının (Noel gecesi bütün komşulara gül ve hediye dağıtmasının) teblîğ yönü bundan önceki ropörtajlarla kıyaslanamayacak kadar çoktu. Diyebilirim ki, Avrupalılar\'a İslam\'ın mesajını anlatabilme yönünde İmam\'ın en etkileyici ropörtajı bu ropörtaj olmuştu.\"
More...
Description:
Irak\'tan sınırdışı edildikten sonra Fransa\'ya sürgüne gönderilen İmam Humeynî, başkent Paris\'in yakınındaki Neauphle -- le -- Château kasabasına yerleşir.
O sırada İran\'da kitleler milyonlar halinde Şâhlık rejimine karşı ayaklanmış, başta başkent Tahran olmak üzere İran\'ın tüm şehirlerinde büyük katılımlı gösteriler düzenlenmektedir. Devrim hareketinin lideri İmam Humeynî\'nin mecburî iskana tabi tutulduğu Paris yakınlarındaki Neauphle -- le -- Château kasabası ise, İmam\'a gelen ziyaretçiler, dünyanın dört bir yanından meraklılar ve gazeteciler ile televizyonculardan dolayı oldukça kalabalık ve gürültülüdür.
İmam Humeyni ile ilgili olarak, komşusu olan Louis adındaki Fransız bir genç bakın neler anlatmaktadır:
\"Bir gün babam eve geldiğinde öfkeli bir vaziyette ceketini çıkardı ve koltuğa yaslanarak şöyle dedi: \'Bu yıl şansım hiç de iyi gitmedi. Bir yandan firmanın iflası ve öte yandan kasabamızın kalabalık hali.\'
Annem de bunun üzerine, \'Merak etmeyin, Ayetullâh Humeyni\'nin birkaç güne kadar İran\'a döneceği söyleniyor. Şâh devrildi devrilecek. O zaman buralar sakinleşir\' dedi.
Annemle babamın bu konuşmalarından sonra, komşumuz olan o ruhanî adamı daha çok merak ettim, İran\'ın dînî liderini görmeye karar verdim. Dışarı çıkıp O\'nun oturduğu evin yanına gittim. Gazetecilerle birlikte bahçe kapısının açılmasını bekledim. Sonra açıldı ve onlarla birlikte ben de içeri girdim.
Yaşlı bir dîn adamı, ağırbaşlı ve sakin halde oturmuş, konuşuyordu. Heybeti, kendini Allâh yoluna adamış büyük insanları andırıyordu. Bir saatlik sürenin nasıl geçtiğini anlayamadım.
Büyük bir hayret içinde eve döndüm ve babama, \'Hz. Mesih gibi birini görmek ister misin?\' diye sordum ve \'Eğer sen de İmam Humeynî\'yi görecek olsan, benim taşıdığım duygunun aynısını taşırsın\' dedim.
Babam beni ciddîye almadı; alaylı bir gülümsemeyle, \'Ne fark eder? O da nihayetinde diğer papazlar gibidir işte\' dedi. Fakat sonunda babamı ikna ettim ve ertesi gün ikimiz birlikte Ayetullâh Humeynî\'yi ziyarete gittik.
O\'nun zaman konusundaki titizliği ilginçti ve dikkatlerimizden kaçmamıştı. Tam zamanında geldi. Herkes O\'na saygı göstermek için ayağa kalktı ve O da konuşmaya başladı. Biraz sonra babamın yüzüne baktım; can-ı gönülden dinliyordu. Gözleri parlıyordu babamın ve artık öfkeli değildi.
Birkaç gün sonra Hz. İsa\'nın doğum günüydü. Hepimiz evde ailece birarada oturmuş, Noel\'i kutluyorduk. Aniden kapı çalındı. Babam kapıya doğru gitti ve ben de peşinden gittim. Kapıda elinde bir demet çiçek ile bir kutu tatlı taşıyan biri duruyordu. Selam verdikten sonra çiçek ve tatlıyı babama uzattı ve \'Bunlar, Ayetullâh Humeynî\'den küçük bir hediye. Hz. İsa (as)\'nın doğum yıldönümü münasebetinden dolayı tebrîklerini iletmek istediler ve kasabada bulunuşundan dolayı sizleri rahatsız edebileceğini düşündüğü için, sizlerden özür dilemek istediler\' dedi.
Babam şaşkınlıktan sapsarı olmuştu; hiç konuşmadan odasına çekildi. Sanki içinde birşey kırılmış gibiydi, gözleri yaşla doldu. Babam bu denli şefkat ve sevgiye şaşırmıştı.
Bir gün önceki sinirli ve rûhsuz adam, babam, duygu yüklü bir insan olmuş ve çocuk gibi ağlıyordu.\"
O günlerde İmam Humeynî\'nin yanında bulunan Müslümanlar ise şunları anlatmaktadırlar:
\"İmam Paris\'te iken Hz. İsa (as)\'nın doğum gününde bizlere şöyle buyurdu: \'Komşular bu gelgitten ve kalabalıktan rahatsız oldular; en iyisi onlara birer hediye alıp gönderin ve benden taraf da özür dileyin.\'
Arkadaşlar birkaç kutu çikolata alıp geldiler. İmam ne aldıklarını sordu, onlar da kutuları gösterdiler. İmam dedi ki, \'Avrupalılar gülü çok severler. Bu yüzden birkaç tane gül gönderin.\'
Noel gecesi Paris\'teki bütün komşulara gül ve hediye dağıttık. Ertesi sabah sokağımız gazeteciler ve halkla dolmuştu. Ben arkadaşlarımdan birine neler olduğunu sordum, \'Gazeteciler dün gece gönderilen güller ve hediyeler hakkında ropörtaj yapmak için gelmişler\' dedi.
İmam\'la röportaj yaptılar ve İmam, Hz. İsa (as) hakkında bazı noktalara değindi. Gazeteciler ve orada bulunan halk o kadar etkilenmişti ki İmam\'ın anlattıklarından.
İmam\'ın bu davranışının (Noel gecesi bütün komşulara gül ve hediye dağıtmasının) teblîğ yönü bundan önceki ropörtajlarla kıyaslanamayacak kadar çoktu. Diyebilirim ki, Avrupalılar\'a İslam\'ın mesajını anlatabilme yönünde İmam\'ın en etkileyici ropörtajı bu ropörtaj olmuştu.\"
6:29
|
5:11
|
21:01
|
فیلم کامل قرائت زیارت اربعین توسط جناب آقای حنیف طاهری - Arbaeen 2019 - Ara
همزمان با اربعین شهادت حضرت اباعبدالله الحسین (علیهالسلام) و یاران باوفای ایشان، مراسم عزاداری...
همزمان با اربعین شهادت حضرت اباعبدالله الحسین (علیهالسلام) و یاران باوفای ایشان، مراسم عزاداری هیئتهای دانشجویی از سراسر کشور در حضور رهبر انقلاب اسلامی، پیش از ظهر شنبه 27 مهر 1398 در حسینیهی امام خمینی (رحمهالله) برگزار شد.
More...
Description:
همزمان با اربعین شهادت حضرت اباعبدالله الحسین (علیهالسلام) و یاران باوفای ایشان، مراسم عزاداری هیئتهای دانشجویی از سراسر کشور در حضور رهبر انقلاب اسلامی، پیش از ظهر شنبه 27 مهر 1398 در حسینیهی امام خمینی (رحمهالله) برگزار شد.
34:54
|
فیلم کامل مرثیهسرائی جناب آقای حاج میثم مطیعی - Arbaeen 1440 - Farsi
همزمان با اربعین شهادت حضرت اباعبدالله الحسین (علیهالسلام) و یاران باوفای ایشان، مراسم عزاداری...
همزمان با اربعین شهادت حضرت اباعبدالله الحسین (علیهالسلام) و یاران باوفای ایشان، مراسم عزاداری هیئتهای دانشجویی از سراسر کشور در حضور رهبر انقلاب اسلامی، پیش از ظهر شنبه 27 مهر 1398 در حسینیهی امام خمینی (رحمهالله) برگزار شد.
More...
Description:
همزمان با اربعین شهادت حضرت اباعبدالله الحسین (علیهالسلام) و یاران باوفای ایشان، مراسم عزاداری هیئتهای دانشجویی از سراسر کشور در حضور رهبر انقلاب اسلامی، پیش از ظهر شنبه 27 مهر 1398 در حسینیهی امام خمینی (رحمهالله) برگزار شد.