[11 June 2012] Israel West seek to topple Assad Government: Analyst - English
[11 June 2012] Israel West seek to topple Assad Government: Analyst - English
In the latest anti-Damascus move, an Israeli deputy minister accused Syrian forces of using chemical weapons against...
[11 June 2012] Israel West seek to topple Assad Government: Analyst - English
In the latest anti-Damascus move, an Israeli deputy minister accused Syrian forces of using chemical weapons against civilians.
Ayoob Kara claimed in an interview with Israel Radio that Israeli medics, stationed on the border between Turkey and Syria, are reporting the use of such weapons.
To shed more light on Tel Aviv's escalating rhetoric against Syria, Press TV talked with Maya Nasser, a Damascus-based political analyst.
More...
Description:
[11 June 2012] Israel West seek to topple Assad Government: Analyst - English
In the latest anti-Damascus move, an Israeli deputy minister accused Syrian forces of using chemical weapons against civilians.
Ayoob Kara claimed in an interview with Israel Radio that Israeli medics, stationed on the border between Turkey and Syria, are reporting the use of such weapons.
To shed more light on Tel Aviv's escalating rhetoric against Syria, Press TV talked with Maya Nasser, a Damascus-based political analyst.
[12 Aug 2012] Armed groups attack on Aleppo TV station in vain - English
[12 Aug 2012] Armed groups attack on Aleppo TV station in vain - English
The syrian city of Aleppo witnessed clashes near its TV & Radio station between Syrian army and armed groups who...
[12 Aug 2012] Armed groups attack on Aleppo TV station in vain - English
The syrian city of Aleppo witnessed clashes near its TV & Radio station between Syrian army and armed groups who attempted to extend their control over the area but it was a total failure.
Press TV's Maya Naser reports from Aleppo.
More...
Description:
[12 Aug 2012] Armed groups attack on Aleppo TV station in vain - English
The syrian city of Aleppo witnessed clashes near its TV & Radio station between Syrian army and armed groups who attempted to extend their control over the area but it was a total failure.
Press TV's Maya Naser reports from Aleppo.
[26 Sep 2012] Press TV correspondent killed for getting truth out - English
Insurgents in the Syrian capital Damascus have attacked Press TV staff, killing the Iranian English-language news network\\\\\\\'s correspondent Maya Naser, and injuring its Damascus Bureau Chief...
Insurgents in the Syrian capital Damascus have attacked Press TV staff, killing the Iranian English-language news network\\\\\\\'s correspondent Maya Naser, and injuring its Damascus Bureau Chief Hosein Mortada.
Naser came under attack while reporting on air just hours ago. He was shot and killed by a sniper.
Press TV and Al-Alam Damascus Bureau Chief Hosein Mortada also came under attack and was injured. The two were covering twin blasts in Damascus and the ensuing fighting.
Press TV has conducted an interview with Ibrahim Mousawi, director of Hezbullah Mass Media, to further discuss the issue.
More...
Description:
Insurgents in the Syrian capital Damascus have attacked Press TV staff, killing the Iranian English-language news network\\\\\\\'s correspondent Maya Naser, and injuring its Damascus Bureau Chief Hosein Mortada.
Naser came under attack while reporting on air just hours ago. He was shot and killed by a sniper.
Press TV and Al-Alam Damascus Bureau Chief Hosein Mortada also came under attack and was injured. The two were covering twin blasts in Damascus and the ensuing fighting.
Press TV has conducted an interview with Ibrahim Mousawi, director of Hezbullah Mass Media, to further discuss the issue.
21st December 2012 - A MUST WATCH DOCUMENTARY - English
The world is coming to an end on December 21 2012. The ancient Maya made this stunning prediction more than 2000 years ago. We will peel back the layers of mystery and examine in detail how the...
The world is coming to an end on December 21 2012. The ancient Maya made this stunning prediction more than 2000 years ago. We will peel back the layers of mystery and examine in detail how the Maya calculated the exact date of doomsday. Journey back to the ancient city of Chichen Itza - the hub of Maya civilization deep in the heart of MEXICOs Yucatan Peninsula - to uncover the truth about this prophecy. The Maya were legendary astronomers and timekeepers--their calendar is more accurate than our own. By tracking the stars and planets they assigned great meaning to astronomical phenomena and made extraordinary predictions based on them--many of which have come true. Could their doomsday prophecy be one of them. In insightful interviews archaeologists astrologers and historians speculate on the meaning of the 2012 prophecy. Their answers are as intriguing as the questions.
More...
Description:
The world is coming to an end on December 21 2012. The ancient Maya made this stunning prediction more than 2000 years ago. We will peel back the layers of mystery and examine in detail how the Maya calculated the exact date of doomsday. Journey back to the ancient city of Chichen Itza - the hub of Maya civilization deep in the heart of MEXICOs Yucatan Peninsula - to uncover the truth about this prophecy. The Maya were legendary astronomers and timekeepers--their calendar is more accurate than our own. By tracking the stars and planets they assigned great meaning to astronomical phenomena and made extraordinary predictions based on them--many of which have come true. Could their doomsday prophecy be one of them. In insightful interviews archaeologists astrologers and historians speculate on the meaning of the 2012 prophecy. Their answers are as intriguing as the questions.
İmam Humeynî (rh. a.) ile Paris\'te Noel - Farsi Sub Turkish
Irak\'tan sınırdışı edildikten sonra Fransa\'ya sürgüne gönderilen İmam Humeynî, başkent Paris\'in yakınındaki Neauphle -- le -- Château kasabasına yerleşir.
O sırada İran\'da...
Irak\'tan sınırdışı edildikten sonra Fransa\'ya sürgüne gönderilen İmam Humeynî, başkent Paris\'in yakınındaki Neauphle -- le -- Château kasabasına yerleşir.
O sırada İran\'da kitleler milyonlar halinde Şâhlık rejimine karşı ayaklanmış, başta başkent Tahran olmak üzere İran\'ın tüm şehirlerinde büyük katılımlı gösteriler düzenlenmektedir. Devrim hareketinin lideri İmam Humeynî\'nin mecburî iskana tabi tutulduğu Paris yakınlarındaki Neauphle -- le -- Château kasabası ise, İmam\'a gelen ziyaretçiler, dünyanın dört bir yanından meraklılar ve gazeteciler ile televizyonculardan dolayı oldukça kalabalık ve gürültülüdür.
İmam Humeyni ile ilgili olarak, komşusu olan Louis adındaki Fransız bir genç bakın neler anlatmaktadır:
\"Bir gün babam eve geldiğinde öfkeli bir vaziyette ceketini çıkardı ve koltuğa yaslanarak şöyle dedi: \'Bu yıl şansım hiç de iyi gitmedi. Bir yandan firmanın iflası ve öte yandan kasabamızın kalabalık hali.\'
Annem de bunun üzerine, \'Merak etmeyin, Ayetullâh Humeyni\'nin birkaç güne kadar İran\'a döneceği söyleniyor. Şâh devrildi devrilecek. O zaman buralar sakinleşir\' dedi.
Annemle babamın bu konuşmalarından sonra, komşumuz olan o ruhanî adamı daha çok merak ettim, İran\'ın dînî liderini görmeye karar verdim. Dışarı çıkıp O\'nun oturduğu evin yanına gittim. Gazetecilerle birlikte bahçe kapısının açılmasını bekledim. Sonra açıldı ve onlarla birlikte ben de içeri girdim.
Yaşlı bir dîn adamı, ağırbaşlı ve sakin halde oturmuş, konuşuyordu. Heybeti, kendini Allâh yoluna adamış büyük insanları andırıyordu. Bir saatlik sürenin nasıl geçtiğini anlayamadım.
Büyük bir hayret içinde eve döndüm ve babama, \'Hz. Mesih gibi birini görmek ister misin?\' diye sordum ve \'Eğer sen de İmam Humeynî\'yi görecek olsan, benim taşıdığım duygunun aynısını taşırsın\' dedim.
Babam beni ciddîye almadı; alaylı bir gülümsemeyle, \'Ne fark eder? O da nihayetinde diğer papazlar gibidir işte\' dedi. Fakat sonunda babamı ikna ettim ve ertesi gün ikimiz birlikte Ayetullâh Humeynî\'yi ziyarete gittik.
O\'nun zaman konusundaki titizliği ilginçti ve dikkatlerimizden kaçmamıştı. Tam zamanında geldi. Herkes O\'na saygı göstermek için ayağa kalktı ve O da konuşmaya başladı. Biraz sonra babamın yüzüne baktım; can-ı gönülden dinliyordu. Gözleri parlıyordu babamın ve artık öfkeli değildi.
Birkaç gün sonra Hz. İsa\'nın doğum günüydü. Hepimiz evde ailece birarada oturmuş, Noel\'i kutluyorduk. Aniden kapı çalındı. Babam kapıya doğru gitti ve ben de peşinden gittim. Kapıda elinde bir demet çiçek ile bir kutu tatlı taşıyan biri duruyordu. Selam verdikten sonra çiçek ve tatlıyı babama uzattı ve \'Bunlar, Ayetullâh Humeynî\'den küçük bir hediye. Hz. İsa (as)\'nın doğum yıldönümü münasebetinden dolayı tebrîklerini iletmek istediler ve kasabada bulunuşundan dolayı sizleri rahatsız edebileceğini düşündüğü için, sizlerden özür dilemek istediler\' dedi.
Babam şaşkınlıktan sapsarı olmuştu; hiç konuşmadan odasına çekildi. Sanki içinde birşey kırılmış gibiydi, gözleri yaşla doldu. Babam bu denli şefkat ve sevgiye şaşırmıştı.
Bir gün önceki sinirli ve rûhsuz adam, babam, duygu yüklü bir insan olmuş ve çocuk gibi ağlıyordu.\"
O günlerde İmam Humeynî\'nin yanında bulunan Müslümanlar ise şunları anlatmaktadırlar:
\"İmam Paris\'te iken Hz. İsa (as)\'nın doğum gününde bizlere şöyle buyurdu: \'Komşular bu gelgitten ve kalabalıktan rahatsız oldular; en iyisi onlara birer hediye alıp gönderin ve benden taraf da özür dileyin.\'
Arkadaşlar birkaç kutu çikolata alıp geldiler. İmam ne aldıklarını sordu, onlar da kutuları gösterdiler. İmam dedi ki, \'Avrupalılar gülü çok severler. Bu yüzden birkaç tane gül gönderin.\'
Noel gecesi Paris\'teki bütün komşulara gül ve hediye dağıttık. Ertesi sabah sokağımız gazeteciler ve halkla dolmuştu. Ben arkadaşlarımdan birine neler olduğunu sordum, \'Gazeteciler dün gece gönderilen güller ve hediyeler hakkında ropörtaj yapmak için gelmişler\' dedi.
İmam\'la röportaj yaptılar ve İmam, Hz. İsa (as) hakkında bazı noktalara değindi. Gazeteciler ve orada bulunan halk o kadar etkilenmişti ki İmam\'ın anlattıklarından.
İmam\'ın bu davranışının (Noel gecesi bütün komşulara gül ve hediye dağıtmasının) teblîğ yönü bundan önceki ropörtajlarla kıyaslanamayacak kadar çoktu. Diyebilirim ki, Avrupalılar\'a İslam\'ın mesajını anlatabilme yönünde İmam\'ın en etkileyici ropörtajı bu ropörtaj olmuştu.\"
More...
Description:
Irak\'tan sınırdışı edildikten sonra Fransa\'ya sürgüne gönderilen İmam Humeynî, başkent Paris\'in yakınındaki Neauphle -- le -- Château kasabasına yerleşir.
O sırada İran\'da kitleler milyonlar halinde Şâhlık rejimine karşı ayaklanmış, başta başkent Tahran olmak üzere İran\'ın tüm şehirlerinde büyük katılımlı gösteriler düzenlenmektedir. Devrim hareketinin lideri İmam Humeynî\'nin mecburî iskana tabi tutulduğu Paris yakınlarındaki Neauphle -- le -- Château kasabası ise, İmam\'a gelen ziyaretçiler, dünyanın dört bir yanından meraklılar ve gazeteciler ile televizyonculardan dolayı oldukça kalabalık ve gürültülüdür.
İmam Humeyni ile ilgili olarak, komşusu olan Louis adındaki Fransız bir genç bakın neler anlatmaktadır:
\"Bir gün babam eve geldiğinde öfkeli bir vaziyette ceketini çıkardı ve koltuğa yaslanarak şöyle dedi: \'Bu yıl şansım hiç de iyi gitmedi. Bir yandan firmanın iflası ve öte yandan kasabamızın kalabalık hali.\'
Annem de bunun üzerine, \'Merak etmeyin, Ayetullâh Humeyni\'nin birkaç güne kadar İran\'a döneceği söyleniyor. Şâh devrildi devrilecek. O zaman buralar sakinleşir\' dedi.
Annemle babamın bu konuşmalarından sonra, komşumuz olan o ruhanî adamı daha çok merak ettim, İran\'ın dînî liderini görmeye karar verdim. Dışarı çıkıp O\'nun oturduğu evin yanına gittim. Gazetecilerle birlikte bahçe kapısının açılmasını bekledim. Sonra açıldı ve onlarla birlikte ben de içeri girdim.
Yaşlı bir dîn adamı, ağırbaşlı ve sakin halde oturmuş, konuşuyordu. Heybeti, kendini Allâh yoluna adamış büyük insanları andırıyordu. Bir saatlik sürenin nasıl geçtiğini anlayamadım.
Büyük bir hayret içinde eve döndüm ve babama, \'Hz. Mesih gibi birini görmek ister misin?\' diye sordum ve \'Eğer sen de İmam Humeynî\'yi görecek olsan, benim taşıdığım duygunun aynısını taşırsın\' dedim.
Babam beni ciddîye almadı; alaylı bir gülümsemeyle, \'Ne fark eder? O da nihayetinde diğer papazlar gibidir işte\' dedi. Fakat sonunda babamı ikna ettim ve ertesi gün ikimiz birlikte Ayetullâh Humeynî\'yi ziyarete gittik.
O\'nun zaman konusundaki titizliği ilginçti ve dikkatlerimizden kaçmamıştı. Tam zamanında geldi. Herkes O\'na saygı göstermek için ayağa kalktı ve O da konuşmaya başladı. Biraz sonra babamın yüzüne baktım; can-ı gönülden dinliyordu. Gözleri parlıyordu babamın ve artık öfkeli değildi.
Birkaç gün sonra Hz. İsa\'nın doğum günüydü. Hepimiz evde ailece birarada oturmuş, Noel\'i kutluyorduk. Aniden kapı çalındı. Babam kapıya doğru gitti ve ben de peşinden gittim. Kapıda elinde bir demet çiçek ile bir kutu tatlı taşıyan biri duruyordu. Selam verdikten sonra çiçek ve tatlıyı babama uzattı ve \'Bunlar, Ayetullâh Humeynî\'den küçük bir hediye. Hz. İsa (as)\'nın doğum yıldönümü münasebetinden dolayı tebrîklerini iletmek istediler ve kasabada bulunuşundan dolayı sizleri rahatsız edebileceğini düşündüğü için, sizlerden özür dilemek istediler\' dedi.
Babam şaşkınlıktan sapsarı olmuştu; hiç konuşmadan odasına çekildi. Sanki içinde birşey kırılmış gibiydi, gözleri yaşla doldu. Babam bu denli şefkat ve sevgiye şaşırmıştı.
Bir gün önceki sinirli ve rûhsuz adam, babam, duygu yüklü bir insan olmuş ve çocuk gibi ağlıyordu.\"
O günlerde İmam Humeynî\'nin yanında bulunan Müslümanlar ise şunları anlatmaktadırlar:
\"İmam Paris\'te iken Hz. İsa (as)\'nın doğum gününde bizlere şöyle buyurdu: \'Komşular bu gelgitten ve kalabalıktan rahatsız oldular; en iyisi onlara birer hediye alıp gönderin ve benden taraf da özür dileyin.\'
Arkadaşlar birkaç kutu çikolata alıp geldiler. İmam ne aldıklarını sordu, onlar da kutuları gösterdiler. İmam dedi ki, \'Avrupalılar gülü çok severler. Bu yüzden birkaç tane gül gönderin.\'
Noel gecesi Paris\'teki bütün komşulara gül ve hediye dağıttık. Ertesi sabah sokağımız gazeteciler ve halkla dolmuştu. Ben arkadaşlarımdan birine neler olduğunu sordum, \'Gazeteciler dün gece gönderilen güller ve hediyeler hakkında ropörtaj yapmak için gelmişler\' dedi.
İmam\'la röportaj yaptılar ve İmam, Hz. İsa (as) hakkında bazı noktalara değindi. Gazeteciler ve orada bulunan halk o kadar etkilenmişti ki İmam\'ın anlattıklarından.
İmam\'ın bu davranışının (Noel gecesi bütün komşulara gül ve hediye dağıtmasının) teblîğ yönü bundan önceki ropörtajlarla kıyaslanamayacak kadar çoktu. Diyebilirim ki, Avrupalılar\'a İslam\'ın mesajını anlatabilme yönünde İmam\'ın en etkileyici ropörtajı bu ropörtaj olmuştu.\"